13 Ekim 2015 Salı

İsteğe Bağlı Sigortalılık

 Bir işyerinde 4/a yani SSK kapsamında çalışma imkanı bulunmayan fakat SSK’lı olursa daha erken emekli olabilecek kişiler için isteğe bağlı ssk ödemek çok daha avantajlı olmaktadır.
İsteğe bağlı ssk ödeme şartları nelerdir, kimler isteğe bağlı SSK’ ya prim ödeyerek emekli olabilir.
Devlet Memurlarında İsteğe bağlı Sigortalılık İsteğe bağlı tarım ssk (ek/5) ödeme şartları nelerdir?
- 5510 Sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a)(SSK), (b)(Bağkur) ve (c)(Emekli Sandığı) bentleri ile 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesi ve 2925 sayılı Kanun kapsamında çalışmamak,
- İsteğe bağlı sigortalı veya isteğe bağlı iştirakçi olmamak,
- Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan ve 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesi kapsamındaki sandıklardan kendi sigortalılıklarından dolayı gelir veya aylık almamak,
- 18 yaşını doldurmuş olmak,

2015 İsteğe Bağlı Sigorta Prim Tutarları Tarım Bağ-Kur’lulardan geliri düşük olanlar isteğe bağlı ssk kapsamında prim ödeyebilirler mi?
5510 Sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi kapsamında(Tarım Bağkurlu) sigortalı olup yıllık tarımsal faaliyet gelirleri içindeki kazancının asgari ücretin altına düştüğünü muafiyet belgesi ile belgeleyen sigortalılar yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının prime esas günlük kazanç alt sınırına göre belirlenen tutardan az olduğunu “Sigortalılık Muafiyet Belgesi” ile belgeleyenler ek 5 inci maddeye göre isteğe bağlı sigortalı olabilirler.

İsteğe bağlı tarım ssk (Ek/5) için başvuru nasıl yapılır, gerekli belgeler nelerdir?
Tarım işlerinde süreksiz çalışanların “Tarım İşlerinde Hizmet Akdiyle Süreksiz Çalışanlara Ait Giriş Bildirgesi”ni (EK-11) sürekli ikametlerinin ya da çalıştıkları yerin bağlı bulunduğu muhtarlık ile ikamet ettikleri veya çalıştıkları il ya da ilçede bulunan tarım müdürlüklerine onaylatıp, sürekli ikametlerinin bağlı olduğu veya çalıştıkları sosyal güvenlik il müdürlüğüne/sosyal güvenlik merkezine müracaat etmeleri gerekmekte olup, sigortalılıkları müracaat ettikleri tarih itibariyle başlatılmaktadır.

Posta ile başvuruda sigorta başlangıcı olarak hangi tarih esas alınır?

Tarım veya orman işlerinde süreksiz sigortalılığın başlangıç tarihinin belirlenmesinde SSİY’nin 124 üncü maddesi gereğince adi posta veya kargo ile veya Sosyal Güvenlik Kurumuna doğrudan yapılan başvuru ve bildirimlerde, başvuru veya bildirimin Sosyal Güvenlik Kurumunun gelen evrak kayıtlarına intikal tarihi; taahhütlü, iadeli taahhütlü veya acele posta servisi yolu ile yapılan başvuru ve bildirimlerde ise başvuru veya bildirimin postaya verildiği tarih başvuru veya bildirim tarihi olarak kabul edilecektir.

İsteğe bağlı ssk (ek/5) kapsamındaki sigortalılık hangi hallerde sona erer?
5510 Sayılı Kanunun ek 5 inci maddesi kapsamında tarım veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz olarak çalışanların sigortalılığı;
- 5510 Sayılı Kanunun 4 üncü maddeye istinaden sigortalı olarak çalışmaya başlamaları halinde çalışmaya başladıkları tarihten,
- Sigortalılıklarını sona erdirme talebinde bulunanların talep tarihinden,
- Prim borcu bulunanlardan talepte bulunanların primi ödenmiş son günden ya da prim ödemek istediği ayın sonundan,
- Gelir ya da aylık talebinde bulunanların aylığa hak kazanmış olmak şartıyla talep tarihinden,
- Ölen sigortalının ölüm tarihinden,
İtibaren sonlandırılır.

10 Ekim 2015 Cumartesi

Muhtasar Beyannamenin 3 Aylık Dönemler Halinde Verilme İmkanı ve Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar

Gelir Vergisi Kanunu‘nun 98 inci maddesine göre vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanlar bir ay içinde nakden veya hesaben yaptıkları stopaja tabi ödemeler ile bunlardan tevkif ettikleri vergileri ertesi ayın 20 nci günü akşamına kadar, ödeme veya tahakkukun yapıldığı yerin bağlı olduğu vergi dairesine bildirmeye mecburdurlar.

GVK.’ nun 98 inci maddesi 3 üncü fıkrasında ise “Zirai ürün bedelleri üzerinden tevkifat yapanlar hariç olmak üzere, çalıştırdıkları hizmet erbabı sayısı 10 ve daha az olanlar, 94. maddeye göre yapacakları tevkifatla ilgili muhtasar beyannamelerini, bağlı bulundukları vergi dairesine önceden bildirmek şartıyla her ay yerine Şubat, Mayıs, Ağustos ve Kasım aylarının 20. günü akşamına kadar verebilirler.” hükmü bulunmaktadır. Bu hükmün uygulanması esnasında mükelleflerin karşılaştığı sorunlar ve bu sorunların çözümüne ilişkin hususlara aşağıda soru-cevap şeklinde yer verilmiştir:

Soru 1:       Üç ayda bir muhtasar beyanname verme imkanından yararlanabilmenin şartları nelerdir?

Cevap1:      Üç aylık beyanname vermek isteyen mükelleflerin aşağıdaki şartların   
                   tümünü taşıması gerekmektedir:

-       Çalıştırdıkları hizmet erbabı sayısı 10 ve daha az olmalıdır,

-    Yapılmış tevkifatlar arasında zirai ürün bedellerinden yapılmış tevkifat    bulunmamalıdır,

-    Üç aylık dönemler halinde muhtasar beyanname verileceği vergi dairesine önceden bildirilmiş olmalıdır.

Bu şartları taşıyan stopaj sorumluları aylık dönemler yerine, Kasım, Aralık, Ocak dönemi için Şubat ayının, Şubat, Mart, Nisan dönemi için Mayıs ayının, Mayıs, Haziran, Temmuz dönemi için Ağustos ayının, Ağustos,Eylül, Ekim dönemi için Kasım ayının ilk 20 günü içinde üçer bu aylık dönemlerde yaptıkları stopajları bildirip ödeyebilirler.



Soru 2 :      İş merkezlerinin dışında şube ve iş yerleri de bulunan mükelleflerin
                   muhtasar beyanname verilmesi esnasında işletmenin Türkiye çapında     çalıştırdığı toplam hizmet erbabı sayısının mı dikkate alınması gerekir?

Cevap 2:     Bu konuda Maliye İdaresi’ nin görüşü ile Danıştay’ın kararlarının
                   birbirinden farklı olduğu görülmektedir. Maliye Bakanlığı’nın 11.03.1983
                   tarih ve GVK/2-2176-234/15789 sayılı Genel Yazısı’nda “Tüzel kişiliği haiz
                   işverenlerin, özellikle bankaların yanlarında çalıştırdıkları hizmet erbabı
                   sayısının hesabında, anılan işverenlerin tüzel kişilik olarak çalıştırdıkları
                   toplam hizmet erbabı sayısının dikkate alınması gerekir” denilmiştir.

Danıştay 3.Dairesi, 24.04.1996 tarih ve E.1995/2960 K.1996/1484 no.lu kararında özetle merkez işyeri İstanbul’da bulunan şirketin Bursa’ daki şubesinde çalıştırdığı üç işçisi için yapmış olduğu ücret ödemelerine ait muhtasar beyannamelerini önceden haber vererek üç ayda bir ücret ödemesi yaptığı yerdeki vergi dairesine vermesini uygun görmüştür. (Ancak bu yönde yeterli içtihat oluşmamıştır.)

Bizim bu konudaki görüşümüz, kişi sayısı konusunun, verilen her bir muhtasar beyanname için ayrı ayrı irdelenmesi gerektiği yönündedir. Zaten tatbikatta, vergi daireleri kendilerine verilen muhtasar beyannamedeki çalışan sayısı 10 u geçmediği sürece, beyannameyi veren mükellefin, Türkiye çapındaki toplam çalışan sayısıyla ilgilenmeksizin üçer aylık dönemler itibariyle verilen muhtasar beyannameleri kabul etmektedirler. Yasal açıdan bakıldığında ise, GVK nun 98 inci maddesindeki “.......... çalıştırdıkları ........” ibaresi ile, o vergi dairesi çevresinde çalıştırdıkları mı yoksa, o mükellefin tüm iş yerlerinde çalışanların toplamı mı kasdedildiği açık değildir. Muhtasar beyannameler vergi dairesi çevrelerine göre ayrı ayrı verildiğine (verilebildiğine) göre, kişi sayısını beyanname bazında ayrı ayrı dikkate almak pratik açıdan ve mantıken daha uygun düşecektir. Kaldı ki, yukarıda zikredilen muktezadaki “..... özellikle bankaların ........” ibaresi kullanılmak suretiyle yapılan sektör ayrımının hiçbir yasal dayanağı yoktur. (Sektör ayrımı, yasa metinde” Zirai ürün bedelleri üzerinden tevkifat yapanlar hariç olmak üzere...” denilmek suretiyle yapılmış olup başkaca bir ayrım yapılamaz.

Soru 3:       Üç aylık dönemlerde muhtasar beyanname verme uygulamasında yönetim  ve denetim kurulu başkan ve üyeleri ile denetçiler ve tasfiye memurları çalıştırılan hizmet erbabı sayısına dahil edilmeli midir?

Cevap 3:     Maliye İdaresi çalıştırılan hizmet erbabı sayısına yönetim ve denetim                  
                   kurulları başkan ve üyeleriyle tasfiye memurlarının dahil olduğu          
                   görüşündedir. Nitekim İstanbul Defterdarlığı, 21.10.1996 tarih ve B.07.4. 
                   DEF.0.34.11.GVK-9-4892-9661 sayılı özelgesinde bu görüşü
                   benimsemiştir. Ancak bu konuda vergi yargısı farklı bir görüşe sahiptir.
                   Danıştay 4.Daire’ nin 25.03.1994 tarih ve E.1993/3557 K.1994/1829 no.lu
                   ve Danıştay 3. Daire’nin 04.05.1996 tarih ve E.1994/4574 K.1996/1502
                  

no.lu kararlarında İstanbul Defterdarlığı’ nın verdiği muktezanın aksine
                   yönetim ve denetim kurulu üyelerinin şirket tüzel kişiliği adına hizmet
                   verdiği, bu sebeple bu kişilerin işveren durumunda olduğu ve hizmet erbabı olarak nitelendirilemeyeceği, dolayısıyle 10 kişilik haddin hesabında dikkate alınmayacağı açıklanmıştır. Emekli olduktan sonra çalışmaya devam edenlerin hizmet erbabı sayısına dahil olduğu kuşkusuzdur.

Soru 4 :      Üç aylık dönemlerde beyanname veren mükellefin şartlarını kaybetmesi durumunda yapması gereken işlemler nelerdir?

Cevap 4:     Mükellefler üç ayda bir beyanname verme şartlarını kaybetmeleri halinde,
                   beyanname verme hakkını kaybettikleri ay dahil olmak üzere bu aydan  
                   itibaren tevkifatın yapıldığı her ay için muhtasar beyanname vereceklerdir.
                   Nitekim bu konuya ilişkin 08.08.1996 tarih ve B.07.4.DEF.0.34.11.GVK-98-4807 sayılı özelgede de şu ifade kullanılmıştır: “ ....Üç ayda bir
beyanname  verme imkanından yararlanıyor iken bu imkandan yararlanma hakkını yitiren işverenler ve vergi sorumluları, üç ayda bir beyanname verme hakkını kaybettikleri aydan itibaren (bu ay dahil), tevkifatın yapıldığı her ay için  muhtasar beyanname vereceklerdir. Bu suretle verilecek
                   beyannameye, üç ayda bir beyan dönemine tabi olan önceki aylara ilişkin
                   vergi tevkifatları da dahil edilecektir. Bu nedenle, muhtasar beyannamenizi üç ayda bir verme hakkını Haziran ayından itibaren kaybettiğinizden aylık dönemler itibariyle  muhtasar beyanname verilmesine Haziran ayından itibaren başlanması gerekmekte olup, Mayıs ayına ilişkin vergi tevkifatının da bu ayda verilecek beyannameye dahil edilmesi gerekmektedir.” 

Soru 5:       Çalıştırılan hizmet erbabı sayısı 10 un altına düştüğünde 3 ayda bir
                   muhtasar beyanname verilmesine ne zaman başlanabilir ?

Cevap 5:     Bizim anlayışımıza göre personel sayısının 10 un altına indiği ayı izleyen aydan itibaren üç aylık döneme geçilebilmelidir. Mesela personel sayısı Şubat ayında 9’a düşmüşse Şubat için aylık muhtasar beyanname verilir. (Çünkü Şubat ayının bir kısmında personel sayısı 9 un üstündedir) Mart ve Nisan aylarına ait stopaj ise, Şubat, Mart, Nisan üç aylık dönem muhtasarında gösterilebilir. Zira mükellef Mart ve Nisan aylarını 10 un altında personel ile geçirdiği için 20 Nisandan önce dilekçe vermek kaydıyla, Mayıs ayının ilk 20 günü içinde Mart ve Nisan kesintilerini tek muhtasar beyanname ile beyan edebilmelidir.

Soru 6 :      Ortaklığın feshedilmesi durumunda üç ayda bir beyanname verme usulü aynı işi devam ettiren ortak tarafından da sürdürülebilir mi?

Cevap 6:     Bu konuda Danıştay 4. Daire’ nin 13.11.1975 tarih ve E.1975/1162     
                   K.1975/2955 no.lu kararıyla “yükümlünün iş nevi ve yerinde herhangi bir
                   değişiklik olmadığı, ortaklık devresindeki faaliyete aynen devam edildiği, bu durumda ortaklık için kabul edilen üç ayda bir beyanname verme isteğinin aynı işe devam eden yükümlü için de geçerli olması gerektiği” sonucuna varılmıştır.

                   Bu gibi durumlarda üç ayda bir muhtasar beyanname verileceği yolundaki bir dilekçenin vergi dairesine verilmesi, sorun çıkmasını önleyecektir.

Soru 7 :      Yanında hizmet erbabı çalıştırmayan ve GVK ‘nun 94. maddesinin 1. ve 2. bentleri dışında ödemelerle ilgili tevkifat yapmak zorunda olan mükellefler üç ayda bir muhtasar beyanname verme hakkından yararlanabilir mi?

Cevap 7:     Maliye Bakanlığı 19.02.1982 tarih ve 2-2176-202/14684 sayılı muktezada “... yanında hizmet erbabı çalıştırmamakla beraber 94. maddenin 1. ve 2. bentleri dışında kalan ödemelerle ilgili olarak tevkifat yapmak zorunda olan mükelleflerin de ödemede bulunduğu istihkak sahibi sayısına bakılmaksızın yukarıda belirtilen ihtiyarilik hakkından yararlanması gerekmektedir..” görüşünü ifade etmiştir.

                   Örnek vermek gerekirse sadece kira geliri elde ettiği için hiç personeli bulunmayan bir firma, ücret dışı stopajları için üç ayda bir muhtasar beyanname verilebilir.

Soru 8 :      Menkul sermaye iratları (faiz, kar payı, istisna stopajı vs) açısından özellik var mıdır ?

Cevap 8 :    GVK nun 99 uncu maddesine göre, menkul sermaye iratları üzerinden yapılan stopajların, ayrı bir muhtasar beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir.

                   Bu nedenle, GVK nun 94/6 ncı maddesinde yazılı stopajlar (istisna stopajları ve kâr payı dağıtımı nedeniyle doğan stopajlar) ile diğer MSİ stopajlarının üç ayda bir muhtasar beyanname verenler bakımından da ayrı olarak beyan edilmesi ve bu beyanda da yine ilgili üç ayın işaretlenmesi gerekir.

Soru 9 :      Önceden dilekçe verilmeksizin üç aylık muhtasar beyanname verilirse ne olur ?

Cevap 9 :    Önceden bildirmeksizin üç aylık muhtasar beyanname verilirse tarhiyat cezalı olarak yapılır, fakat re’sen takdire gidilmez. Bu beyanname bildirim dilekçesi sayılır ve daha sonra verilecek üç aylık muhtasar beyannameler normal şekilde tahakkuka konu edilir.

Soru 10 :    Ücretlilere yıllık vergi iadesi (özel gider indirimi) açısından üç ayda bir muhtasar beyanname veriliyor olması özellik taşır mı ?

Cevap 10:   Üçer aylık dönemler itibariyle muhtasar beyanname veren işverenler, 20 Şubat akşamına kadar verecekleri, Kasım, Aralık, Ocak aylarına ait üç aylık döneme ilişkin muhtasar beyannamelerinde, halen çalışmakta olan, emekli yahut, işten ayrılmış olup yeni işvereni bulunmayan ve ölenlere ait vergi iadelerinin toplamını mahsup edecek vergi iade tutarlarını da en geç 20 Şubat akşamına kadar hak sahiplerine ödeyeceklerdir. (178 no.lu GV Genel Tebliği)
 



30 Eylül 2015 Çarşamba

Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi


Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi, Alıcı ve satıcının karşılıklı olarak, satıcının taraflarca belirlenen bir bedel karşılığında taşınmazın satışını vermek, alıcının da bu taşınmazı satın almak ve bedelini ödemek konusunda tapu sicil memuru karşısında tarafların vaat ve taahhüt beyanlarını kapsayan ve noterlerce düzenlenen sözleşme satış vaadi sözleşmesidir.

İleride yapılacak olan asıl satışın yapılmasına dair ön sözleşmedir. Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi düzenlemeye noterler yetkilidir ve ancak; noterlerce düzenlenen satış vaadi sözleşmesi geçerlidir.

Tapuya şerh edilmesi şarttır. Ancak alıcı satış vaadi sözleşmesine dayanarak tek taraflı olarak asıl satışın yapılmasını isteyemez. Satıcının da bu işleme katılması gerekir aksi halde alıcı mahkeme yoluyla adına tescil isteyebilir.

Tapuya şerh edilen şahsi haklar üçüncü şahıslara karşı ileri sürülebilir.

Tarafların hak ve borçları açıkça tereddüte meydan vermeyecek şekilde ve taşınmazın bedeli ve ödenme şekli sözleşmede belirtilir.

Sözleşmeye tarafların fotoğraflarının yapıştırılması ve noter tarafından mühürlenmesi gerekir.

Tarafların istemeleri halinde cayma durumunda cezai şart konulabilir.

Şerh beş sene devam edebilir. Beş sene geçtikten sonra hükmü kalmaz ve resen telkin edebilir.Ancak taşınmaz mal üzerine işlenen satış vadi şerhi 5 yıllık süreyi aşmış ve satış vaadi lehdarına satış yapılmamış ise taşınmaz mal malikinin talebi üzerine satış vaadi lehdarının muvafakatı aranmaksızın. Harçların tahsili ile taşınmaz üzerindeki şerh resen terkin edilir. Terkin edilen şerhin satış vaadi lehdarına bildirilmesi gerekir.

Buna gore; sözleşmeyi imzalayacak notere ışık tutabilmesi açısından bir Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi örneği ekte sunulmuştur.


Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi Örneği
... yılı ... ayının ... günü (.../.../...) Aşağıda mühür ve imzası bulunan ... Noteri ... dairemde görev yaparken yanıma gelen ve gösterdiği ... nüfus dairesinden verilen fotoğraflı/ fotoğrafsız ... gün ve ... numaralı nüfus cüzdanına göre ... ili ... ilçesi ...köyü/ mahallesinde ... numaralı hanede kayıtlı.... oğlu/kızı .... tarihinde ... anadan doğma ve halen ... ili .... ilçesi ....köyü/ mahallesinde .... ....ada....parsel nolu gayrimenkulun sahibi olduğunu söyleyen ... düzenleme şeklinde bir satış vaadi sözleşmesi düzenlenmesi istendi. Kendisini... sebeple tanıdığım gibi bu işlemi yapma yeteniğinin bulnduğunu da gördüm. Satıcı ... söze başladı. " Taşınmazın tamamını (veya ... payını) ... ya .... TL'ye satmayı vaadediyorum. Paramı tamamen aldım. .... gün içinde tapu satış işlemini yapacağım /(veya)satış işlemi için ... ... vekil tayin ettim). Yukarıda gösterilen süre içinde satış işlemini yapmadığım takdirde ....TL cezai şartı ödemeyi kabul ederim" diye sözünü bitirdi. Oturumda hazır bulunan alıcı ………………………………………… yetkilisi .............söze başlayarak, "Ben yukarıdaki yazılı taşınmazın satış vaadini aynı şartla kabul ediyorum"diye sözlerini bitirdi. Taraflar huzurunda tanzim edilen bu tutanak okumaları için kendilerine verildi. Okuduktan sonra yazılanların kendilerinin gerçek arzularının olduğunu bildirmeleri üzerine altı tarafımızdan imzalandı../../...

Emekli Maaşını Artırma Formülü

Ülkemizde çok çalışanın ileride emekli maaşının düşme ihtimali var. Ancak emekli olurken bağlanacak maaşın çalıştıkça düşmesini önlemek, hatta artırmak da mümkün. Çalıştıkça maaşın düşmesini engellemenin yolu 3 bin liradan geçiyor. Brüt maaş 3 bin liranın üstünde ise çalışmaya devam ettikçe maaş da artıyor. Aksi hade ise sistem gereği maaş düşebiliyor. 

3 Farklı Hesaplama;
Türkiye'de emekli maaşı hesabında 3 ayrı formül uygulanıyor. 1999'a kadar, aylık bağlama oranı, 25 yıl sigortalılık süresi için yüzde 76 oldu. 2000- 2008 arasında sistem değiştirildi ve 25 yıl için oran yüzde 65'e çekildi. Ekim 2008 sonrasında ise 25 yıl için aylık bağlama oranı yüzde 50'ye indi. Buna bağlı olarak 1999 öncesi sigortalı olanlar, Ekim 2008'den sonra çalıştıkları her dönem için maaşlarında kayıpla karşı karşıya kaldı.

İkinci Bir Yol;
Ancak ileride alınacak emekli maaşındaki düşüşü aşmak da mümkün. Bunun en önemli yolu, gösterilen kazancın belli bir seviyenin üzerinde olmasından geçiyor. Buradaki sınır 3 bin lira civarında. Brüt ücret 3 bin liradan fazla ise çalıştıkça emekli maaşının düşmesi engellenebiliyor. Hatta yılda 80 liraya yakın bir artış da sağlanabiliyor. Bunun için emeklilikte gününü doldurup yaşı bekleyenlerin ileride alacakları maaşlarıyla ilgili böyle bir seçenekleri bulunuyor. Yaş bekleyenler daha çok prim ödemelerine rağmen daha düşük maaş alabiliyor.

Çok Prim Az Ücret;

Brüt 3 bin liranın altındaki maaşlar ise çalışma süresi uzadıkça, ileride emekli maaşını düşürüyor. Özellikle asgari ücretten prim ödenmesi durumunda, çalışanın emekli maaşı yılda 20-30 lira azalıyor. 2008'den sonra 10 yıl çalışan, 200-300 lira daha az maaş alıyor. 

23 Temmuz 2015 Perşembe

Limidet Şirketlerde Tasfiye İşlemleri


Tasfiye, kelime anlamı arıtma, ayıklama, temizleme, hesabı kapatmak anlamındadır.Tasfiye, herhangi bir nedenle faaliyetine son veren, şirketin tüm hesaplarının kapatılmasıdır. Limited şirketler kanun ve şirket ana sözleşmesinde yazılı hallerin meydana gelmesi veya ortaklar kurulu kararı ile sona erer. Sermaye şirketleri, iflastan başka bir nedenle infisah ettiklerinde, durum ortaklar kurulunca ticaret siciline tescil ve ilan ettirilir. İnfisahın ticaret siciline tescil ettirildiği tarih, tasfiyenin başladığı tarih sayılır. Tasfiye süreci, fesih veya infisah edilme halinin meydana gelmesinden başlar, tasfiye işlemleri nin tamamlanmasını müteakip şirket kaydının ticaret sicilinden sildirilmesine kadar devam eder.Tasfiye işlemlerini müteakip ticaret sicilin den kaydının silinmesi ile tüzel kişilik sona bulur.

Limited Şirket aşağıdaki nedenlerden birinin gerçekleşmesi ile sonlanır;

o    Esas sözleşmede belirlenmiş ise belirlenen şirket süresinin bitmesi
o    Şirket sermayesinin üçte ikisinin eksilme sine rağmen ortaklar kurulunca kalan kısım la yetinilmesine veya sermayenin eksilen kısmının tamamlanmasına ilişkin karar alınmaması,
o    Şirketin iflasına karar verilmesi,
o    Şirketin diğer bir şirketle birleşmesi,
o    Şirketin mahkeme kararı ile feshinin istenmesi,
o    Şirket amacının elde edilmiş olması yahut elde edilmesinin imkansız hale gelmesi,
o    Ortak sayısının bire düşmesi veya 50’yi aşması
o    Ortaklar kurulunca şirketin tasfiyesine karar verilmesi, hallerinde şirket tasfiye haline girer.
 Hesap dönemi normal olarak bir yıllık süreyi kapsar. Tasfiyeye giren kurumlarda “hesap dönemi” yerine “tasfiye dönemi” esas alınır. .

 ŞİRKETLERİN TASFİYE İŞLEMLERİ

 1-  Tasfiye Süresi Türk Ticaret Kanunu'na göre 1 (bir) yıldır.
       2-   Tasfiyeye girmeden önce hesap planlarınızdaki borç ve alacakları mümkün olduğu kadar tasfiye ediniz.

3-  Tasfiyeye girmeden önce mümkünse demirbaşlarınızı satınız.
      4- Tasfiyeye giriş bilançosu hazırlayınız.
      5- Tasfiye işlemlerini yürütecek tasfiye memurunuzu seçiniz.(Tasfiye memuru tasfiye döneminin sorumlusudur.)

 B) TİCARET SİCİLİ KAYIT İŞLEMLERİ 

o    Dilekçe (yetkililer tarafından veya vekaleten imzalanmalı vekaletin aslı veya onaylı sureti eklenmelidir)
o    Ortaklar kurulu kararı (noter onaylı - 2 nüsha)

 TASFİYEYE GİRİŞ KARAR ÖRNEĞİ
    1.    Şirketin faaliyetine devam etmesinde fayda görülmediğinden  tasfiye haline girmesine;
    2.     Şirket Müdürü …………........ ' ın tasfiyeye girinceye kadar yaptığı işlemlerden dolayı ibra edilmesine,

Tasfiye işlemlerini yürütmek üzere TC Uyruklu …………. adresinde ikamet eden …………  'ın Tasfiye Memuru olarak atanmasına ve tasfiye ile ilgili olarak münferit imzası ile şirketi temsil ve ilzam etmesine  oy birliği ile karar verilmiştir.


ALACAKLILARA ÇAĞRI ILANI ÖRNEĞİ

TASFİYE HALİNDE .................. LİMİTED ŞİRKETİ TASFİYE MEMURLUĞUNDAN


……… Ticaret Sicil Memurluğunda ........ /....... sicil numarası ile kayıtlı şirketimiz; ..... / ..... / ....... tarihinde tasfiyeye girmiş ve tasfiye kararı .... / ..... / ........ tarihinde tescil edilmiştir.

Şirketimizin borçlu ve alacaklılarının, ellerindeki belgelerle birlikte; bu ilanın üçüncü defa yayınlanmasından  itibaren en geç bir yıl  içinde .................... adresinde bulunan tasfiye memurluğuna müracaatları ilan olunur.

Tasfiye Memuru
Tasfiye işlemleri şirket merkezinden farklı bir adreste yürütülecek ise merkez bu adrese nakledilmelidir.

C) VERGİ DAİRESİ MÜRACAAT İŞLEMLERİ

1. Dilekçe ( Dilekçede tasfiye memurlarının kim olduğu ve tasfiye adresi yazılacak.)
2.   Sicil tasdikli ortaklar kurul kararı ( 1 adet)
3.   İmza sirküleri (Tasfiye Memuruna ait)
4.   Üç defa yayınlanmak üzere alacaklılara davet ilanı
5.   Tasfiyeye giriş sicil gazetesi
6.   Tasfiye giriş bilançosu

Ayrıca şu hususlara dikkat edilmeli;
     a) Bir yıllık tasfiye sürecinde tüm beyanna melerinizi (KDV varsa Muhtasar) veriniz.
     b)  Tasfiye döneminde tasfiye işlemleri ile alakalı geçici vergi beyannamesi verilmez.
     c)   Tasfiye'ye girdiğiniz tarihten itibaren; tasfiyeye giriş tarihini takip eden dördüncü ayın 15’ine kadar bağlı bulunulan vergi dairesine, Tasfiye öncesi döneme ait kurumlar vergisi beyannamesi vereceksiniz.
     d) Tasfiye işlemlerine başlamadan önce aynı yıl içerisinde olsa bile tasfiye dönemi için yeni bir defter (yevmiye+kebir+envanter)tasdik ediniz veya o yılın defterine ara tasdik yapıp tasfiye dönemi kayıtlarınızı buraya işleyiniz.
     e)       Tasfiye tarihinden itibaren en geç 1 ay içersinde tüm resmi ve özel kurumlara şirketin tasfiyeye girdiği bildiriniz ( SSK, TİCARET ODASI, BÖLGE ÇALIŞMA V.B.)
     f)         Alacaklılara yapılan davet ilanının yanlandığı üçüncü gazetenin yayın tarihinden itibaren en erken bir yıl sonra ve tüm alacak ve borçlar sıfırlandıktan sonra "Kapanış Ortaklar Kurulu"  yapılır ve şirket kapatılır.
    g)       İflasına karar verilmiş olan tasfiye halindeki özel işletmeler ile şirket ortaklarının, özel işletmenin veya şirketin mahkemece tasfiyesine karar verildiği tarihten itibaren, şirket ortaklarının ve şirket müdürünün Bağ-kur kaydı sona erdiğinden; şirket ortaklarının ve şirket müdürünün Bağ-kur kaydını Bağ-kur’dan İB formu ile sildiriniz.
    h)       Tasfiye süresi sona erdiğinde, bilançonun veya nihai hesabın kesinleşmesinden itibaren 15 gün içerisinde son kurumlar vergisi beyannamesini vereceksiniz.

 A) TİCARET SİCİLİ KAYIT İŞLEMLERİ
     1. Dilekçe (yetkililer tarafından veya vekaleten imzalanmalı vekaletin aslı veya onaylı sureti eklenmelidir)
    2.  Ortaklar kurulu kararı (Noter onaylı - 2 nüsha)
   
     3-TASFİYE SONU
A) LİMİTED ŞİRKET TASFİYE SONU
Tasfiye dönemi olan bir yıl dolduğunda, karar defterine aşağıdaki şekilde karar alınarak tasfiye döneminin sona erdiği tescil ettirilmeli ve sicil gazetesinde yayınlatılmalı.
Bu kararda Tasfiyenin ve alacaklılara davet ilanın T.Ticaret Sicil Gazetesinin hangi tarih ve sayısında yayınlandığı ve şirket defter ve belgelerinin kime teslim edildiği ve hangi adreste saklanacağı belirtilecek.
Tasfiye sonuç gazetesi vergi dairesi ve ticaret odasına götürülerek kayıt sildirilmeli
30 gün içerisinde Vergi dairesine müracaat edilerek tasfiyenin incelenmesi için talepnamede bulunulmalı.
Tasfiyenin veya iflasın kapandığı; vergi dairesine ve diğer resmi kurumlara 15 gün içinde bildirilmeli.

B) TİCARET SİCİLİ KAYIT İŞLEMLERİ
      1) Dilekçe (yetkililer tarafından veya vekaleten imzalanmalı vekaletin aslı veya onaylı sureti eklenmelidir)
      2) Ortaklar kurulu kararı (2 nüsha)

TASFİYEYE SONU KARAR ÖRNEĞİ
Şirketimiz ……….  tarihinde tasfiyeye girmiş olup, tasfiye kararı, ………..  tarihinde tescil edilmiştir.
alacaklılara çağrı ilanları (…… tarih ve …… ) (……….  tarih ve ……. ),(…….  tarih ve ……. ) sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetelerinde yayınlanmıştır.
1- Üçüncü ilanın yayınlanmasının üzerinden 1 yıl süre geçtiğinden , tasfiyenin sonuçlandırılması, tasfiye
bilançosunun kabulü ile  tasfiye memurunun ibra edilmesine,
2- Defter ve belgelerinin ……… ili ……. İlçesi  ………………… ……… ….. adresinde mukim ……….  'e teslim edilmesine oy birliği ile karar verildi.
     3) İ.İ.K.nun 44.maddesine istinaden düzenlenmiş mal beyanı (2 nüsha - Şirket kaşesi ile tasfiye memuru tarafından imzalanmış olmalıdır)
     4)  Tasfiye bilançosunun kabulü ile tasfiye sonuna ait ortaklar kurulu  TTK.nun 347.maddesi gereğince alacaklıları 3. defa davetten itibaren 1 yıl sonra toplanabilir.

C) VERGİ DAİRESİ MÜRACAAT İŞLEMLERİ
     1)   Dilekçe (Tasfiyenin bitimi ve mükellefiyet terkini) Ayrıca bu dilekçede Defter ve belgelerin hangi adres ve kimde saklanacağı belirtilecek.
     2) Sicil tasdikli ortaklar kurul kararı ( 1 adet)
     3) Tasfiye muamelelerinin vergi bakımından incelenmesi için “talepname“ verilecek.
     4) Ortaklara dağıtılan değerlerin cetveli (Tasfiye sonunda kalan değerlerin ortaklara ne şekilde dağıtıldığını gösterir cetvel, dilekçe ekinde verilecek)
    5)  Kapanış ortaklar kurulunun tescilinden itibaren 15 gün içersinde Kurumlar Beyannamesi verilecek.
    6)  Kapanış aşamasında kullanılmayan tüm fatura, sevk irsaliyesi, gider pusulası v.b. iptal ettirilir. Ayrıca Kapanış dilekçesine vergi levhası varsa yazar kasa tutanak ve levhası’da eklenir.