10 Haziran 2015 Çarşamba

Gider Pusulası Uygulaması

Mükellefler satın aldıkları mal, hizmet ve yaptıkları harcamaları bir belgeye  dayandırmak zorundadırlar.Hepimizin bildiği gibi her türlü mal, hizmet ve giderlere ilişkin esas belge fatura olmasına rağmen  bazı durumlarda  karşı tarafın gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmaması nedeniyle belge vermesi mümkün olamamaktadır. Bilindiği gibi Kayıtların geçerliliği vesikalarla tevsik edilebilmesi şartına bağlıdır.Kanunen defter tutmak zorunda olanların kayıtlarını bu belgelerle kanıtlaması gerekir.        

Bu yazımızda GİDER PUSULASININ kullanım alanını, kanun ve tebliğlerle ilgili açıklamalara yer verilmiştir.               

B- GİDER PUSULASI İLE İLGİLİ YASAL DÜZENLEME :
      
4369 sayılı yasa ile Vergi Usul Kanunu’nun değişen 234.maddesi aşağıda yer aldığı  gibidir.
              
“ VUK –234.Maddesi uyarınca , Birinci ve İkinci Sınıf  Tüccarlar,kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan Serbest  Meslek Erbabının ve Çiftçilerin;     
              
1-    (4369 sayılı kanunun 82/1-b maddesiyle 1.1.1999 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılmıştır.)
2-   (4369 sayılı kanunun 82/1-b maddesiyle 1.1.1999 tarihinden itibaren  yürürlükten  kaldırılmıştır.)
3-   Vergiden muaf esnafa; yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için tanzim  edip iş yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulası (4369 sayılı kanunun 81/A-7.maddesiyle değiştirilen ve 1.1.1999 tarihinden itibaren yürürlüğe giren ibare) vergiden muaf esnaf  tarafından verilmiş fatura hükmündedir. Bu belge, birinci ve ikinci sınıf tüccarların, zati eşyalarını satan  kimselerden  satın aldıkları altın, mücevher gibi kıymetli eşya için de tanzim edilir.      

Gider pusulası, işin mahiyeti, emtianın cins ve nevi ile miktar ve bedelini ve iş ücretini ve işi yaptıran ile yapanın veya emtiayı satın alan ile satanın adlarıyla soyadlarını (Tüzel Kişilerde unvanlarını) ve adreslerini ve tarihi ihtiva eder ve iki nüsha olarak tanzim ve bir nüshası işi yapana veya malı satana tevdi olunur.

 (2365 sayılı kanunun 37.maddesiyle eklenen fıkra) Gider pusulaları, seri ve sıra numarası dahilinde  teselsül ettirilir.”

Yukarıdaki yazılı yasal düzenlemelerden anlaşılacağı üzere V.U.K234.madde Emtia, Hizmet ve harcamalar için iş yapana imza ettirdikleri gider pusulası vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmündedir. Çünkü ilgili madde hem vergiden muaf esnafı, hem de bu kişilerden mal ve hizmet satın alan birinci ve ikinci sınıf tüccarlarla defter tutan çiftçi  ve serbest meslek erbabını da ilgilendiriyor. Demek ki ESNAF MUAFLIĞI nı düzenleyen Gelir Vergisi kanununun 9. maddesini incelediğimizde; şöyle tanımlanmıştır.

 “Ticaret ve sanat erbabından aşağıda yazılı şekil ve suretle çalışanlar Gelir vergisinden muaftır..

1.     Motorlu nakil vasıtası kullanmamak şartı ile gezici olarak veya bir işyeri açmaksızın perakende ticaret ile iştigal edenler, (Giyim eşyaları ile zati  ve süs eşyaları, değeri yüksek ev eşyaları, pazar takibi ile suretiyle gıda, bakkaliye ve temizlik maddelerini ve sabit işyerlerinin önünde sergi açmak suretiyle o işyerinde satışı yapılan aynı neviden malları satanlar hariç)
2.    Bir işyeri açmaksızın gezici olarak ve doğrudan doğruya müsteklike iş yapan hallaç, kalaycı, lehimci, musluk tamircisi, çilingir, ayakkabı tamircisi, kundura boyacısı,berber, nalbant, fotoğrafçı,odun ve kömür kırıcısı, çamaşır yıkayıcısı ve hamallar gibi küçük sanat erbabı,
3.    Köylerde gezici olarak her türlü sanat işleri ile uğraşanlar ile aynı yerlerde aynı işleri işyeri açmak suretiyle yapanlardan 47.maddede yazılı şartları haiz bulunanlar,(51.madde şumulüne girenler bu muafiyetten yararlanamazlar)
4.    Nehir, göl ve denizlerde ve su geçitlerinde toplamı 50 nüsum tonilatoya (50dahil) kadar makinesiz veya motorsuz nakil vasıtaları işletenler; hayvanla veya bir adet hayvan arabası ile nakliyecilik yapanlar, (Bu bentte yazılı ölçüler birlikte yaşıyan eşlerle velayet altındaki çocuklar hakkında veya ortaklığın işlettiği vasıtalar için topluca dikkate alınır)
5.    Ziraat işlerinde kullandıkları hayvan, hayvan arabası, motor, traktör gibi vasıtalar ve sandallarla, nakliyeciliği mutat hale getirmeksizin ara sıra ücret karşılığında eşya ve insan taşıyan çiftçiler.
6.    Hariçten işçi almamak, muharrik kuvvet kullanmamak kayıt ve şartı ile oturdukları evlerde imal ettikleri havlu, örtü, çarşaf, çorap, halı, kilim, dokuma mamulleri, örgü, dantel her nevi nakış işlerini ve her nevi turistik eşya, hasır, sepet, süpürge, paspas, fırça, yapma çiçek, ip ve urganları dükkan açmaksızın satanlardan 47.maddenin 1 ve 3 numaralı bentlerinde yazılı şartları haiz bulunanlar,
7.    Yukarıdaki 1-6 numaralı bentlerde sözü edilen işler benzerlik gösterdikleri danıştayın muvafık mütalaası üzerine, Maliye Bakanlığınca kabul ve ilan olunan ticaret ve sanayi işleri ile iştigal edenler,
          
Ticari, zirai veya mesleki kazancı dolayısıyla gerçek usulde gelir vergi sine tabi olanlar ile yukarıda sayılan işleri gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine devamlılık ve bağlılık arz edecek şekilde yapanlar esnaf muaflığından faydalanamazlar.

Esnaf muaflığından faydalananlar faaliyetleri ile ilgili olarak satın aldıkları mallara ve giderlerine ilişkin gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinden aldıkları belgeleri saklamak zorundadırlar.

Bir işyeri açmaksızın münhasıran gezici olarak; milli piyango bileti satanlar ile 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanuna göre gerçek ve tüzel kişilerin mallarını iş akdi ile bağlı olmaksızın bunlar adına kapı kapı dolaşmak suretiyle tüketiciye satanlar yukarıdaki şartlarla sınırlı olmaksızın gelir vergisinden muaftır. Bu muaflığın, 94.madde uyarınca tevkif suretiyle kesilen vergiye şümulü yoktur.”
          
Gelir Vergisi Kanununun 9.maddesinin 7.bendinden sonra gelen kısmı incelendiğinde esnaf muaflığından faydalanmak için iki koşul mevcuttur.

1-    Ticari, zirai veya mesleki kazanç dolayısıyla gerçek usulde gelir vergi-
sine tabi olmamak.
2-   Gelir ve Kurumlar Vergisi mükelleflerine devamlılık ve bağlılık arz
edecek şekilde çalışmamak.

Burada ikinci bendi incelersek gelir vergisi kanununun 9.maddesinde 7.bend halinde belirtilen işleri ticaret ve sanat erbabının, bu işleri Gelir  ve Kurumlar vergisi mükelleflerine devamlılık ve bağlılık oluşturacak bir şekilde yapılmamasıdır.Burada önemli olan durum devamlılık ve bağlılık unsurlarının her ikisinin de bir arada bulunmasıdır.Devamlılık ve bağlılığın kesin ölçülerini tespit
etmek mümkün olmamakla birlikte, her olayın kendi özelliği ile değerlendirilmesi halinde, esnafın gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine devamlılık ve bağlılık oluşturacak şekilde çalışmaları halinde muafiyetlerini kaybedeceği ve ticari kazanç erbabı durumuna gireceği ve kişinin gerçek usulde vergilendirileceğidir.
     
C- GİDER PUSULASINDA YER ALMASI GEREKEN BİLGİLER
                                   
Vergi Usul Kanunu’nun 227.maddesinin dördüncü fıkrasının Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye istinaden 225 sıra no’lu genel tebliğ ile aşağıda yazıldığı gibi bazı düzenlemelere gidilmiştir. 

1-    Gider pusulalarında; işin mahiyeti, cinsi, adedi, fiyatı, tutarı,toplamı, tevkif edilen vergi oranı ve net tutarı, işi yaptıran ile yapanın veya emtiayı satın alan ile satanın adlarıyla soyadları (tüzel kişilerde ünvanları), adresleri, varsa vergi dairesi ve hesap numarası, seri ve müteselsil sıra numarası ve düzenleme tarihine ilişkin bilgilere yer verilecektir.
2-   Örneği ekte yer alan gider pusulası, mükellef tarafından anlaşmalı matbaalara bastırılacak veya notere tasdik ettirilecektir. Gider Pusulasının anlaşmalı matbaalarda bastırılmaması veya kullanılmasında “V.U.K. uyarınca Vergi Mükellefleri tarafından kullanılan belgelerin  basım ve dağıtımı hakkında yönetmelik” hükümlerine uyulacaktır.
3-   Gider pusulası en az iki nüsha olarak düzenlenecektir. En az iki nüsha düzenlenmeyen ve yukarıda bilgileri eksik olan gider pusulası hiç düzenlenmemiş sayılacaktır.
4-   Düzenlenen gider pusulalarının ilk nüshası işi yapana veya malı satana verilecek, ikinci nüshası  ise düzenleyen tarafından saklanacaktır.
5-   Ellerinde daha önce bastırılmış veya tasdik ettirilmiş gider pusulası bulunanlar 1.3.1994 tarihine kadar bu belgelerini kullanabileceklerdir. Bu tarihten sonra söz konusu belgeler kullanılmayacaktır.    
   
gider pusulasında devamlı yanlışlık yapılan kısım; düzenlenen gider pusulasının aslını düzenleyen kendinde tutmakta, işi yapana ise bir sureti verilmemektedir. Halbuki tebliğin dördüncü maddesi çok açıktır. Aynı zamanda esnaf muaflığından faydalananlar faaliyetleri ile ilgili olarak satın aldıkları mallara ve harcamalara ilişkin belgeleri saklamak zorundadırlar.

D- GİDER  PUSULASI DÜZENLEMEK ZORUNDA OLANLAR    

Yukarıdaki ifadelerden anlaşılacağı üzere V.U.K.’nun 234.maddesi mükelleflerin, mal, hizmet ve giderlere ilişkin yaptığı harcamalarda gider pusulası düzenleneceği açık bir şekilde ifade edilmiştir.234.madde esas itibariyle vergiden muaf esnafa ve zati eşyalarını satan kimselere düzenleneceği belirtilmiştir. Anılan maddede her ne kadar altın, mücevher ifadesi geçse de söz konusu kıymetli eşyalar dışında kalan eşyalar içinde gider pusulası düzenlenir.                                                                     
                       
E- GİDER PUSULASININ DÜZENLENMESİ KARŞILIĞINDA YAPILAN ÖDEMELERDE VERGİ KESİNTİSİ

Esnaf muaflığından yararlananlara mal ve hizmet alımları karşılığında düzenlenen ve gider pusulası karşılığında yapılan ödemelerde G.V.K’nun 94.maddesinin 13 numaralı bendi gereği gelir vergisi kesintisi uygulaması söz konusu olup aşağıda yazıldığı gibidir.

a-    Havlu, çarşaf, çorap, halı, kilim, dokuma mamulleri, örgü, dantel, her nevi nakış işleri ve her nevi turistik eşya, hasır, sepet, süpürge, paspas, fırça, yapma çiçek ve benzeri emtia bedelleri veya bu emtianın imalinde ödenen hizmet bedelleri üzerinden (%2)
b-   Değerli kağıt ve damga pulu satışlarında komisyon bedelleri üzerinden (%20)
c-    Diğer mal alımları için (%5)
d-   Diğer hizmet alımları (a, b ve c alt bentleri hariç olmak üzere mal ve hizmet bedelinin ayrılmaması hali de bu kapsamdadır.)için (%10)”       

Esnaf muaflığından yararlananların yanısıra G.V.K 18, 65 nolu maddeleri ile Geçici 56. maddenin 4.bendi gereğince devamlılık arz etmeyecek şekilde  sermayeden Ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapan kişilerin elde ettiği kazanç arızı serbest meslek kazancı olacağından arızı olarak serbest meslek faaliyeti ifa edenlerinde serbest meslek makbuzu düzenleme yükümlülükleri bulunmadığından bu kişilere yapacağınız  ödemeleri gider pusulası ile belgelendirmeniz gerekmektedir. Diğer taraftan, bu faaliyetlere ilişkin olarak serbest meslek erbabına ödeme yapan kişi ve kuruluşların gelir vergisi kanununun 94.ncu maddesi gereğince tevkifat yapacağı,ayrıca fon payı hesaplayıp  muhtasar beyanname ile beyan edecekleri tabidir.
      
Söz konusu VUK 234. maddesinin 13 numaralı bendinde, 4108 sayılı kanunla yapılan değişiklikle  “diğer kişilerden” satın alınan mal ve hizmet için yapılan ödemeler vergi tevkifatının kapsamı dışına çıkarıldığından diğer kişilere yapılan ödemeler için gider pusulası düzenlenecek fakat vergi kesintisi yapılmayacaktır.Çünkü kazanç sağlama amacı yoksa yapılan işleme ticarilik vasfı izafe edilemez. Bu nedenle arızi kazanç yaratmayan ve sadece servetin veya mal  varlığının nakte dönüştürülmesine yönelik olan işlemlerde, söz konusu tevkifat yapılmayacaktır.

Bakanlıkça verilen özelgede şirket tarafından nihai tüketiciden alınan  otomobil için gider pusulası düzenlenmesi ancak, vergi tevkifatı yapılmaması gerekmektedir. (M.B nın 16.11.1999 tarih ve 33/49938 sayılı yazısı) denilmek  suretiyle konuya açıklık getirmiştir.

Bazı durumlarda gider pusulasının düzenlenip düzenlenmeyeceği konusunda tereddütler yaşanmaktadır.Örneğin esnaf muaflığı kapsamında yer alan çamaşır yıkayıcısının yaptığı hizmet V.U.K’nun 234.maddesi gereğince gider pusulası düzenlenmesi ve G.V.K’nun 94/13 maddesi uyarınca gelir vergisi tevkifatının yapılması gerekmektedir.Görüldüğü gibi yukarıda yapılan hizmeti  gelir vergisi kanunun 9/2 bendi ne göre değerlendirmiş olduk fakat ya işyeri temizliği ile ilgili bir hizmet olsaydı ne yapacaktık? Kanımca işyerine yapılan temizlik işi G.V.K 9/2 maddesinde sayılmamış ise de kanun maddesinin mantığı içinde değerlendirme yaparsak V.U.K 234.maddesine göre gider pusulası düzenleyip G.V.K nun 94/13 maddesi uyarınca kesinti yapmamız gerekiyor.

Bazı durumlarda yapılan iş G.V.K nun 9.maddesinde 7. bend halinde sıralanmış işler içinde yer almasa da  bunlara paralellik arz eden durumlarla karşılaşılabilmektedir.Yukarıdaki örnekte olduğu gibi. Gelişen  ekonomide buna paralel olarak tevsik edici belgelerinde yetersiz kalması son derece doğaldır. Bu anlamda bu tür giderleri V.U.K 228 maddesine göre değerlendirme yapmak yanlış olacağı gibi,  yapılan  harcamaların belgelendirilmemesi gibi bir durumla karşılaşırız ki bu da  kazançları vergilendirme kapsamı dışında  tutmuş olur.
       
F- GİDER PUSULASI KARŞILIĞINDA YAPILAN ÖDEMELERDE VERGİ KESİNTİSİNE İLİŞKİN ÖRNEKLER

MAL ALIMLARINDA TEVKİFAT :

§  Herhangi bir şekilde mükellefiyeti bulunmayan (x) kişi, Ağustos ayında 10  adet parfümü Gerçek usulde vergilendirilen bir parfümericiye satmıştır.Satış işleminin ticari mahiyette olması nedeniyle parfümerici söz konusu alım için gider pusulası düzenleyecek ve %5 oranında gelir vergisi, ayrıcada %10 fon payı tevkifatı yapacaktır. Bunu 150 milyon bedelle aldığını düşünürsek,

           G.V.Kesinti tutarı ……150.000.000.- *%5 =   7.500.000.-TL gelir v.
                                                    7.500.000.-*%10=       750.000.-TL fon p.
                                                                                        ---------------                                              
            kesinti toplamı          …………….                        8.250.000.-TL

                                   brüt tutar..150.000.000.-
                                     kesinti tu..   8.250.000.-                            
                                                      ----------------                                      
                                  net tutar…141.750.000.-    

parfümerici kesinti tutarı olan 8.250.000.-TL’yi bir sonraki ay da muhtasar beyannamesinde gösterip, tahakkukunu yaptıracaktır.

§  Cemile Hanım beş bileziğini bir kuyumcuya satmıştır. Kuyumcu satın aldığı bileziklerden dolayı ödemeyi belgelemek üzere gider pusulası düzenleyecek fakat bu ödeme üzerinden tevkifat yapmayacaktır.
 
§  İbrahim Bey mobilyasını bir vergi mükellefi mobilyacıya satmıştır. Mal satan açısından yapılan bu satış işlemi bir arızı ticari faaliyet değildir.Bu durumda bu mobilyacı aldığı eski mobilyalar için gider pusulası düzenleyecek fakat vergi ve fon payı tevkifatı yapmayacaktır.

§  Sema Hanım evinde bulunan antik eşyalarını bir antikacıya satmıştır. Satan açısından da durum İbrahim Bey’inkinden aynı olduğundan antikacı bu alımlarla ilgili gider pusulası düzenleyecek fakat vergi ve fon payı kesmeyecektir.

HİZMET ALIMLARINDA TEVKİFAT

§  Musluk tamirciliği işiyle Uğraşan Ekrem Bey gerçek usulde gelir vergisi mükellefi olan Avukat Hakan Bey’in musluğunu tamir etmiştir. Bu  durumda Avukat Hakan Bey yapılan hizmet nedeniyle gider pusulası karşılığı yapacağı ödemeden %10 gelir vergisi ve bu tutar üzerinden %10 fon payı tevkifatı yapacaktır.

Bu hizmet için brüt 50.milyona anlaştıklarını düşünürsek;

Brüt tutar ………. 50.000.000.-TL* %10 =5.000.000.TL gelir vergisi
                                5.000.000.-TL* %10=   500.000.TL  fon payı
                                                               ------------------                        
                                                                  5.500.000.TL kesinti toplamı

Brüt tutar……….50.000.000.-TL
Kesinti tutarı……  5.500.000.-TL
                            --------------------
öd.net tutar…       44.500.000.-TL
             
bu tutardan yukarıdaki örnekte olduğu gibi kesintiler yapılır ve bir sonraki ayda  Avukat Hakan Bey muhtasar beyannamesinde tahakkukunu yaptırır.

§  Her ay muntazam şekilde işyeri temizliğine gelen (b) sahsı için vergi mükellefi olan Hüseyin Bey yaptığı ödeme için gider pusulası düzenleyecek Çünkü  ilgili kişi bu işi kazanç sağlamak amacıyla yapmaktadır ve bağlılık unsuru yoktur.Burada gelir vergisi kesintisi söz konusu olacak mı? Gelir Vergisi Kanununun 9.maddesi 2.bendin de TEMİZLİKCİLİK ile ilgili bir tanım olmamasına rağmen ilgili maddenin mantığı içinde düşünürsek yapılan işin esnaf muaflığı kapsamında değerlendirmemiz gerekiyor kanısındayım.Bu sebepten dolayı ve yapılan ödemenin belgelendirilmesi açısından gider pusulasının düzenlenmesi ve kazanç sağlama amacı söz konusu olduğu için G.V.K.nun 94/13 maddesi gereğince vergi ve fon kesintisi  yapılması gerekiyor.

§  Vergiden Muaf esnaf olan Ahmet Bey özel binek otosunu gerçek usulde vergi mükellefi olan Harun Bey’e bir sözleşme karşılığında ayda 50 milyon TL karşılığı kiralamıştır.Harun Bey yaptığı ödeme için gider pusulası düzenleyecek gelir vergisi kanununun 70 maddesi ve 94 maddelerine göre %20 gelir vergisi kesintisi %10 fon payı kesintisi  yapacak ve bu kesintileri  bir sonraki ayda muhtasar beyanname ile tahakkuk ettirip ödeyecektir.

Brüt 50.000.000.-tl %20  10.000.000.tl gelir vergisi kes.
        10.000.000.-tl %10   1.000.000.tl fon payı kes.            
                                        ----------------
                                         11.000.000.-tl kesinti toplamı
50.000.000.- brüt
11.000.000.- kesinti
39.000.000.- Ahmet Bey e ödenecek  tutar
 
§  Gerçek vergi mükellefi olan Ahmet Bey  Yonca Ltd.şirketinden 2 yıllık sözleşme gereği hatıra defterlerini poşetleme işi almıştır.Ahmet bey bu işleri dışardan  yirmi kişilik bir aileye yaptırmaktadır.Burada devamlılık ve bağlılık göz önüne alındığında işveren-hizmetli ilişkisini ortaya çıkmakta ve ilgililerin hizmet erbabı sayılacağı açıktır. Bu durumda bu kişileri işyerinde çalıştıracak ve sigorta primi ödeyecektir.
                
Belge düzenleme konumunda bulunmayan tüketicilerin “4077sayılı TÜKETİCİYİ KORUMA KANUNU”  çerçevesinde kendilerine mal satanlara yaptıkları iadelerde veya fatura düzenledikten ve KDV  beyanı verildikten  sonra meydana gelen iadelerde vergi mükellefi  gider pusulasını mal+kdv bedeli olarak düzenleyecek ve tüketiciye imzalatıp parasını iade edecektir.

§  Bir mağazadan alınan mal süresi (15 gün) içinde malın belgesiyle birlikte iade eden tüketici mağazanın ilgili servisi tarafından malın cinsi, adedi ve fiyatı yazılı bir gider pusulası düzenlenecek. Gider pusulasının “kesintiler toplamı” kısmına  malın katma değer vergisi yazılıp işlemi tamamladıktan sonra malı iade eden kişinin adı, soyadı ve adresi açık bir şekilde yazılıp iade eden kişiye gider pusulası imzalatılıp aslı verilecektir. (T.K.H.K madde-4)

Türkiye dışındaki kişilerden alınan serbest meslek  hizmetleri için      yapılan ödemelerin belgelendirilmesinde gider pusulası kullanılacaktır.

§  Yabancı uzmanların Türkiye’de yaptıkları danışmanlık hizmetleri K.D.V Kanunun  1/1 maddesine göre, serbest meslek faaliyeti kapsamında KDV’ye tabi bulunmaktadır. Maliye Bakanlığı’nın bir özelgesinde “Türkiye’de ikametgahı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmayan yabancı kişi ve kuruluşlardan sağlanan hizmetlerle ilgili katma değer vergisi, hizmet satın alan Türkiye’deki kişi ve kuruluşlarca hesaplanıp vergi sorumlusu sıfatıyla beyan edilerek ödenir.” der. K.D.V’ si kanununun 9/1 ve KVK 24. maddesine göre, Türkiye’de yerleşik alıcı tarafından sorumlu sıfatıyla  %18 katma değer vergisi hesaplanıp 2 no’lu KDV beyannamesi ile beyan edip  öder. Ödediği bu kdv’yı indirim kdv’si yapar. Hesaplanan gelir vergisi kesintisi de muhtasar beyanname ile tahakkuk ettirilip bir sonraki ay ödemesi yapılmalıdır. 

G -MUHASEBE KAYDI
 
            Musluk tamircisi Ekrem bey e yapılan ödemenin muhasebe kaydı aşağıda yazıldığı gibidir.
              
               İŞLETME DEFTERİ :   MASRAFLAR sütununda  50.000.000.-TL yazılır.
               SERBEST MESLEK :          “                       “                    “              “
                
               BİLANÇO USULU   :   ____________/__________    
                                       770 GENEL YÖNETİM GİD. 50.000.000.-
                                        
                                                       360 VERGİ/RESİM/HARÇLAR     5.500.000.-tl 
                                                                  gelir v. …5.000.000.-tl
                                                                  fon payı…  500.000.-tl
                                                        100 KASA HS                               44.500.000.-tl


SONUÇ


Vergi Usul Kanununun 234.maddesi son derece kullanımı sınırlı olmakla birlikte Maliye Bakanlığının meseleyi müktesalar ve tebliğlerle gider pusulasının kullanım alanını geniş tutmaya çalışmaktadır. Özellikle gider pusulası düzenlenirken Gelir Vergisi Kanununun 9.maddesine göz önünde bulundurmalıyız.Gider pusulası düzenleme kapsamına girmeyen harcamalar için muhakkak Defterdarlık ve Maliye Bakanlığından görüş almalıyız. Vergi Usul Kanununun 234.maddesi yeniden revize edilerek tevsik edilemeyen diğer harcamaları da içine alacak şekilde  düzenlenmesi gerekir.

29 Mayıs 2015 Cuma

Fatura İle İlgili Bilgiler

1. Fatura Nerede ve Nasıl Bastırılır?
Fatura kıymetli ve resmi bir evraktır. Her yerde herkes fatura basamaz. Fatura basma yetkisi Maliye Bakanlığı tarafından belirli koşulları sağlayan matbaalara verilir. Bu matbaalar şekil şartlarına uygun olarak faturayı basarlar. Dolayısıyla, öncelikle fatura basma yetkisi olan bir matbaa ile iletişime geçmelisiniz.
Matbaanızdan fiyat teklifi alırken, basılmasını istediğiniz faturanın özelliklerini vermeniz gerekir. Fatura formatınızın A4 boyutunda olması uygulama açısından size kolaylık sağlar. Bu sayede piyasadaki birçok standart yazıcıdan çıktı alabilirsiniz.
En az 3 nüshalı fatura baskısı isteyin. İlk nüshayı müşteriye vereceksiniz. Genelde ikinci nüsha muhasebe fişinin altına takılır. Üçüncü nüsha da fatura dosyasında arşivlenir. Fatura dosyasında sadece sizin kestiğiniz faturaların üçüncü nüshası olur ve istediğiniz faturayı bu dosyada kolayca bulabilirsiniz. Üç nüshanın renginin farklı olması, kopyaların karışmaması açısından iyi olur. Özel bir renk tercihiniz varsa, matbaanıza belirtmeyi unutmayın. Faturanızı kendiniz elle yazacaksınız otokopili fatura da kullanabilirsiniz.
Genelde matbaa, faturada bulunması gereken asgari bilgileri sizden ister. Bunların yanında basılacak fatura tasarımını pdf olarak pantone renkleri ile birlikte matbaaya iletmenizde fayda var. Müşterinin ödeme yapacağı banka hesap numaralarını da iletirseniz, tahsilatlarınızı hızlandırmanıza destek olacaktır. Adet yükseldikçe, elbette ki maliyet düşecektir. Ancak, herhangi bir logo, isim ya da adres değişikliğinde fatura iptal süreçleri ile uğraşmamak için bir yıl içinde kullanacağınız kadar fatura bastırmanız daha doğru olacaktır.
Matbaa, fatura basabilmek için sizden vergi levhası, yoklama tutanağı ya da KDV beyannamesinin tahakkuk fişi, imza sirküleri ve ticaret sicil gazetesini isteyecektir.
2. Fatura Nasıl Düzenlemeli ve Saklanmalı?
Fatura resmi bir evraktır. Düzenlerken ve saklarken dikkat etmek gerekir. Faturada birçok bilgi yer alır: Firmanızın bilgileri —logo, ünvan, adres, vergi diresi, vergi no, Mersis no, iletişim bilgileri, banka hesap bilgileri, sermaye vb— ; müşterinizin bilgileri —ünvan, adres, vergi dairesi, vergi no— ; Maliye Bakanlığı mührü, fatura tarihi, fatura seri no, satılan malın ya da hizmetin türü, tutarı, varsa KDV tutarı.
Fatura kesildikten sonra üzerine kaşe basılır ve şirket yetkilisi tarafından imzalanır. Faturalar sıra takip eder, sıra ile kesilir, sıra atlanmaz. Fatura kaybolur ise vergi dairesine bildirimde bulunmanız gerekir. Fatura kesilirken yanlışlık yapılırsa yanlışlık yapılan fatura çöpe atılmaz, tüm nüshaların üzerine “iptal” yazılır ve fatura dosyasında saklanır. Fatura herhangi bir sebepten dolayı yırtılır ya da parçalanırsa, parçalar bant ile birleştirilir ve tüm nüshaları ile beraber fatura dosyasında saklanır. Fatura da diğer belgeler gibi vergi kanunları açısından 5 yıl saklanır. Yurtiçinden şirketinize kesilen faturalarda yukarıda bahsedilen bilgilerin, mühür ve imzaların bulunması gerekir. Eksiklik var ise bu faturalar kabul edilmez, iade edilir. Yurtdışından gelen faturalar için şekil şartı yoktur, bu faturalar muhasebeleştirilir.
3. Faturanın Kaç Gün İçinde Kesilmesi Gerekir?
Malın teslimi yapıldıktan ya da hizmet verildikten sonra 7 gün içinde fatura kesilmelidir. Eğer bu 7 günlük süre ile bir sonraki aya geçiş var ise fatura kesimi için 7 günlük süre beklenmeden o ay içinde düzenlenmelidir. Çünkü faturanın ilgili ayın KDV beyannamesinde yer alması gerekir. Size kesilen faturanın da aynı süreler içinde size ulaşması gerekir. Eğer size kesilen fatura yanlış ise itirazınızı belirli süre içinde yapmalısınız. Size kesilen fatura için, elinize ulaştıktan sonraki 7 gün içinde itirazınızı belirten bir mektup ile iadeli taahhütlü ya da noter kanalı ile göndermeniz gerekir. Yıl içinde kesilen faturalar muhasebe kayıtlarına problemsiz alınır. Eğer yıl atlaması var ise yani bir önceki yılın faturası size yeni ulaştı ise, fatura muhasebeleştirilir fakat fatura bedeli gider yazılamaz. Aynı şekilde KDV’si de KKEG (kanunen kabul edilmeyen gider) olur. Hak kaybına uğramamak adına bu konuları mali müşaviriniz ile görüşmenizde fayda var.
4. e-Fatura Nedir, Normal Faturadan Farklı mıdır?
Mali açıdan e-Fatura ile normal faturanın birbirinden farkı yoktur. E-fatura’da da normal faturada olduğu gibi şekil şartları vardır. Şu an için bazı sektörlerde e-Fatura kullanmak mecburi diğerlerinde ise isteğe bağladır. Ancak, 2016’ya kadar tüm firmalara e-Fatura zorunluluğu gelecek. e-Fatura ile ilgili detaylı bilgiye www.efatura.gov.tr ‘den ulaşabilirsiniz.
E-fatura kullanabilmek için;
·         e-Fatura kullanmak için GİB’e başvuru yapılmalıdır.
·         Tübitak’a başvuru yapılarak Mali Mühür alınmalı.
·         e-Fatura entegrasyonu ya da portal için başvuru yapılması gerekmektedir.
e-Fatura entegrasyonu 3 ayrı şekilde olabilir:
1.     Maliye ile direkt entegre olarak kendi sisteminiz üzerinden fatura kesilmesi
2.    Maliye’den izin almış bir entegratör firma arayüzünü ya da bu entegratörler ile entegre olmuş faturalama uygulamalarını kullanarak e-Fatura kesilmesi
3.    Maliyenin portal altyapısını kullanarak e-Fatura kesilmesi
Girişimciler ve kobiler için en uygun yöntem ikinci yöntem olacaktır. Portali olan bir entegratör firma ya da Paraşüt gibi bu entegratörler ile entegre çalışacak faturalama uygulamalarını kullanmak hem en maliyetsiz hem de en kullanışlı yöntemdir. Bu yöntemde, yazılım geliştirme gibi teknik çalışmalara gerek yoktur. Web üzerinden kullanıcı adı ve şifresi ile hemen e-Fatura alıp, göndermeye başlanabilir.
e-Fatura sistemine kayıtlı firmalar kendi aralarında basılı fatura kullanamazlar. e-Fatura sistemine kayıtlı firma, sisteme kayıtlı olmayan firmaya kağıt ortamında fatura keser. e-Faturalar kağıda basılıp arşivlenmez, elektronik ortamda saklanır. Şirketinin e-Fatura kullanma mecburiyetinde olup olmadığını ya da isteğe bağlı olarak kullanılıp kullanılmaması gerektiğini mali müşaviriniz ile değerlendirmenizde fayda var.
5. Fatura Seri ve Sıra No’nun Nereden Başladığı Önemli mi?
Hayır. Fatura basmaya yetkili matbaalar, belirli seri sıra no aralığındaki faturaları basma yetkisini alırlar. Müşterilerinden talep geldikçe, bu aralıkta yer alan belirli bir bloğu müşterilerine atarlar.
6. Faturaları Türkçe ve TL Olarak mı Düzenlemem Gerekir?
Vergi kanunlarına göre mahsup, mizan, resmi defterler vb tüm muhasebe işlemleri Türkçe tutulur. Bu sebeple fatura da Türkçe düzenlenir. Ancak, yurtdışına kesilecek bir fatura var ise bu faturada açıklama kısmına ilgili dilde açıklamalar yazılabilir. Muhasebe işlemlerinde Türk Lirasının kullanılması gerekir. Herhangi bir sebeple dövizli tutarda fatura kesilecek ise de fatura açıklamasına kullanılan kur bilgisi, faturada hesaplanan KDV’nin TL karşılığı yazılır. Fatura bilgilerini yasal faturaya yazdırmadan önce mali müşaviriniz, fatura yer alacak bilgileri kontrol etmeli ve onay verdikten sonra siz yazıcıdan yazdırmalısınız.
7. Faturanın Fotokopisi Geçerli midir?
Faturanın orjinal olması önemlidir. Faturaların fotokopileri ve proforma faturalar mali açıdan geçersizdir. Faturanın aslı yani ilk nüshası kaybolmuş ise ikinci ya da üçüncü nüshadan fotokopi alınır ve aslı gibidir kaşesi basılarak yetkili kişiler tarafından imzalanır. Yurtdışında gelen faturalarda orjinallik aranmaz.
8. Fatura Yerine Başka Belgeler de Kullanılabilir mi?
Vergi kanunlarında sadece fatura tarif edilmemiştir. İşin niteliğine göre fatura harici başka belgeler de kullanılabilir.
·         Perakende satış fişi: Taksi fişi vb. 800 TL’den daha yüksek bedeller için fatura düzenlemek zorunludur. PSF kesilemez.
·         Yazarkasa fişi: 800 TL’den daha yüksek bedeller için fatura düzenlemek zorunludur. Yazarkasa fişi düzenlenemez.
·         Yolcu taşıma biletleri: Uçak bileti vb. fatura yerine geçer.
·         Gider pusulası: Vergi mükellefiyeti olmayan şahıslardan alınan hizmet için gider pusulası kesilir.
·         Serbest meslek makbuzu: Avukat, doktor ya da mali müşavirler gibi bilgiye dayalı hizmet veren meslek sahipleri serbest meslek makbuzu keserler.
9. Açık Fatura ya da Kapalı Fatura Nedir?
Vadeli bir satış yapıldığında faturanın üst kısmına kaşe vurulup imzalanır. Bu tip faturalara “Açık Fatura” denir. Peşin ödemeli satış yapıldığında ise fatura bedelinin peşin olarak alındığını göstermek için faturanın alt kısmı kaşelenip imzalanır. Bu da “Kapalı Fatura” olarak ifade edilir. Ticari hayatta uygulaması olan açık ya da kapalı ayrımı vergi kanunlarında yoktur. Vergi kanunlarına göre kaşenin faturada nereye vurulduğunun bir önemi ya da hukuki olarak tahsilata ilişkin ispat gücü de yoktur.
10. Naylon Fatura Nedir, Normal Faturadan Farklı mıdır?
Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge de denir. Faturaya konu mal ya da hizmet satışı yoktur. Şeklen normal bir faturadan farkı bulunmamaktadır. Bu türde faturayı kesen firmalar, var olmayan stoklarını eritmek ister ya da çok düşük görünen hasılatlarını arttırırlar. Ayrıca faturayı kestiği firmadan faturada hesaplanan KDV’yi ya da gelir sebebi ile oluşacak Kurumlar Vergisini talep eder. Faturayı alan firma da giderleri daha yüksek göstererek az vergi ödemeyi amaçlar. Bu fatura karşılığında da faturayı kesen firmaya bir miktar ödeme yapar.
Naylon fatura kesmenin ya da alıp kullanmanın cezası büyüktür. Bu tip belgeleri kullananlar için 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası vardır. Zarara uğratılan verginin 3 katı kadar da vergi ziyaı cezası vardır. Eğer bir belgenin naylon fatura olduğunu düşünürseniz hemen mali müşaviriniz ile irtibata geçmenizi, kayıtlarınıza almamanızı, eğer kayıtlara geçmiş bir belge ise de pişmanlık hükümlerinden yararlanarak kayıtlarınızdan çıkarmanızı ve hatanın düzeltilmesini sağlamalısınız.


27 Mayıs 2015 Çarşamba

Emzirme Ödeneği ( Süt Parası )

Emzirme Ödeneği ( Süt Parası ) Nedir?
Emzirme ödeneği sağlık hizmeti sağlayan sigorta kollarından olan analık sigortasından yapılan sosyal sigortalar yardımlarından bir tanesidir. Halk arasında “süt parası” olarak da bilinen emzirme ödeneği çocuğu olan sigortalılara belirli şartlarla verilmektedir.  Emzirme ödeneğinden faydalanabilmek için doğum yapan kişinin sigortalı olma şartı bulunmamaktadır. Kocası sigortalı olarak çalışan ev hanımı da emzirme ödeneği alabilmektedir.  Süt parası yani emzirme ödeneği doğum yapan vatandaşlara maddi olarak yardım edilmesi amacıyla oluşturulmuştur.
Emzirme Ödeneği Kimlere Verilir? Kimler Süt Parası Alabilir ?
Sigortalı kadın veya sigortalı olmayan eşinin doğum yapması sebebiyle erkeğe emzirme ödeneği verilir. Bu 5510 sayılı ilgili kanunun 4. maddesinde şu şekilde ifade edilmektedir; “Analık sigortasından sigortalı kadına veya sigortalı olmayan karısının doğum yapması nedeniyle sigortalı erkeğe, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılardan; kendi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık alan kadına ya da gelir veya aylık alan erkeğin sigortalı olmayan eşine, her çocuk için yaşaması şartıyla doğum tarihinde geçerli olan ve Kurum Yönetim Kurulunca belirlenip Bakan tarafından onaylanan tarife üzerinden emzirme ödeneği verilir.”  Hukuki tabiri Türkçeleştirecek olursak SSK’lı çalışanlar ile BağKur’lu esnaflar, muhtarlar, çiftçiler ve şirket ortakları emzirme ödeneği alabilmektedir.
Emzirme Ödeneği ( Süt Parası ) Alma Şartları Nelerdir?
Sigortalı kadına veya sigortalı olmayan eşinin doğum yapması halinde sigortalı erkeğe emzirme ödeneği verilebilmesi için;
  1. Hizmet akdine tabi (4/a lı) çalışan sigortalılar için, doğumdan önceki bir yıl içinde en az 120 gün kısa vadeli sigorta kolları primi bildirilmiş olması,
  2. Kendi adına ve hesabına (4/b li) çalışan sigortalılar için, doğumdan önceki bir yıl içinde en az 120 gün kısa vadeli sigorta kolları primi yatırılmış ve genel sağlık sigortası primi dahil prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması 
  3. Doğan çocuğun veya çocukların yaşaması
şarttır. Emzirme ödeneğinde zaman aşımı hakkın doğduğu tarihten itibaren 5 sene olarak belirtilmiştir.
Emzirme Ödeneğine Nasıl Başvuru Yapılır? Nasıl Alınır?
Emzirme ödeneği almaya hak kazanmış sigortalılara ya da sigortalı eşlerine kimlik paylaşım sistemi üzerinden tespiti yapılarak verilmektedir. Herhangi bir talep şartı ya da belge istenilmez. Ancak sisteme geç düşmesi durumunda ya da daha erken yatırılmasını isterseniz bizzat başvurmanızda fayda var. Bunun için de ikamet ettiğiniz yerdeki Sosyal Güvenlik İl Müdürlüklerine talep dilekçesi ve doğum raporu ile bizzat başvuru yapmalısınız. Başvuru için gerekli belgeler sadece talep formu, doğum belgesi, evlilik cüzdanının fotokopisi ve bebeğin doğum tarihi itibariyle sigortalıya ait 120 gün hizmet süresi bulunduğunu gösterir vizitesidir. Süt parası almak için başvuru yaptığınızda 2 gün içerisinde cevap verilerek ödeme yapılmaktadır. Ancak sistemsel yoğunluklar sebebiyle bu süre bazı durumlarda uzayabilmektedir.
Emzirme Ödeneği Ne Kadardır? Kaç Paradır?
Emzirme ödeneği miktarları yıllara göre ;
  • 2008 yılı için 50 TL
  • 2009 yılı için 70 TL
  • 2010 yılı için 75 TL
  • 2011 yılı için 80 TL
  • 2012 yılı için 89 TL
  • 2013 yılında 94,00 TL
  • 2014 yılı için 103 TL
  • 2015 yılı için  112 TL
Emzirme Ödeneği Kaç Ay Verilir? Süt Parası Her Ay Alınır Mı?
Emzirme ödeneği her doğum için bir kereye mahsus olmak suretiyle verilmektedir. Doğum yaptığınız sırada resmi nikahlı olmanız şartıyla gerekli incelemeler yapılıp süt parası almaya hak kazanırsanız 6 ay boyunca yukarıda vermiş olduğumuz ücretler kadar emzirme ödeneği alırsınız. 
Emzirme Ödeneği Memura Verilir Mi ?
Yukarıda belirtmiş olmamıza rağmen “Memurlar emzirme ödeneği alabilir mi?” sorusu devlette.com sitesine sıkça sorulan sorulardan bir tanesidir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 16 ncı maddesinde şu hüküm bulunmaktadır: “Sigortalı kadına veya sigortalı olmayan karısının doğum yapması nedeniyle sigortalı erkeğe, çocuğun yaşaması şartıyla doğumdan sonraki altı ay süresince her ay, doğum tarihinde geçerli olan asgarî ücretin üçte biri tutarında emzirme ödeneği verilir” Ancak, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü maddesinde, 5510 sayılı Kanunda yer alan kısa vadeli sigorta kollarına ilişkin hükümlerin kamu görevlileri hakkında (5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c ) bendi kapsamında sigortalı sayılanlara) uygulanmayacağı belirlenmiştir. 
Bu nedenle emzirme ödeneğinden memurlar yararlanamayacaktır. Bu yararlanamama durumu, hem 1 Ekim 2008′den önce hem de 1 Ekim 2008′den sonra memur olanlar için söz konusudur.
Emzirme Ödeneği Nereden Alınır?
Emzirme ödeneği yani süt parası almaya hak kazanmanız durumunda kimliğiniz ile Ziraat Bankası‘na giderek hakkınızı çekebilirsiniz. Sizden kimlik harici herhangi bir belge istenmez.
Emzirme Ödeneği ( Süt Parası ) Sorgulama
İnternet üzerinden emzirme ödeneği ya da süt parası sorgulama yapabileceğiniz herhangi bir site bulunmamaktadır. O yüzden gidip bankanıza emzirme ödeneği yattı mı diye kontrol etmekten başka seçeneğiniz yoktur. 
Bu yazımızda emzirme ödeneği nedir, ne demektir, emzirme ödeneği nasıl alınır, süt parası alma şartları nelerdir, emzirme ödeneği memura verilir mi,  emzirme ödeneği ne kadardır, süt parası kaç paradır,  süt parası başvurusu nasıl ve nereye yapılır , SGK ilgili mezvuatında geçen maddelerle birlikte detaylarıyla anlatmaya çalıştık. Soru sorun veya görüşlerinizi yorum bölümünden dile getirebilirsiniz.



Doğun İzni ve Doğum Parası

Doğumdan önceki bir yıl içinde en az doksan gün kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olması şartıyla kadın çalışan doğum sonrası istirahat süresine eklenen süreler de dâhil olmak üzere ücretsiz doğum izni kullandığı sürelerde SGK’dan geçici işgöremezlik ödeneği alma hakkına sahip bulunuyor.

Doğum izni ne kadardır
Hamile bir kadının doğumdan 8 hafta önce ve doğumdan sonra 8 hafta kullanılmak üzere toplam 16 haftalık izin hakkı vardır. Çoğul gebeliklerde ise doğumdan önceki sekiz haftalık süreye iki hafta daha ilave edilir. Gebelik normal şartlar altında 40 hafta olduğuna göre başlama zamanı 32. haftaya tekabül eder.
İstendiği takdirde , sağlık durumu iyiyse ve doktor onay veriyorsa doğumdan üç hafta öncesine kadar çalışılabilir. Çalışılan bu süreler doğum sonrası izne eklenir. İstenirse bu süreler sonunda işçi 6 aylık ücretsiz izin kullanabilir ve bu süre yıllık izin sürelerini etkilemez.
Sigortalı kadının doğum yaptığı tarihinin, herhangi bir sebeple doğru olarak saptanamaması nedeniyle, doğum öncesi 56 veya 70 günlük istirahatine geç başlaması ya da doğuma üç hafta kalıncaya kadar çalışabileceğine dair rapor olmaksızın işyerinde çalışmaya devam etmesi durumunda doğum öncesi kullanamadığı sürelerin doğum sonrasına ilave edilmesi söz konusu olmuyor.
En erken ne zaman izne çıkılabilir?
Başkaca bir sağlık problemi ve rapor yoksa doğumdan önceki 8 hafta önce yani 32. haftada doğum iznine çıkılır.

Erken doğum olursa
Kadın işçinin erken doğum yapması halinde doğumdan önce kullanamadığı çalıştırılmayacak süreler, doğum sonrası sürelere eklenmek suretiyle kullandırılacaktır (6111/76.Md).Yasal düzenleme gereği erken doğum yapan sigortalı kadın işçinin doğum öncesi kullanmadığı izinler, doğum sonrası iznine eklenecektir. Örneğin; doğum öncesi 8 hafta izni olan kadın işçi, dördüncü haftada erken doğum yaptı. Kalan 4 hafta izni, doğum sonrası 8 hafta olan iznine eklenecektir.

Doğum izninde ücret ödenir mi?
İş Kanununa göre doğum izni süresince çalışana ücret ödeme zorunluluğu yoktur. Bu süreye ilişkin ücret doğum izni süresi sonunda SSK’dan alınır. Ancak iş yeriniz mağdur olmamanız için bu sürede ödemenizi düzenli olarak yapmaya devam edebilir, ve daha sonra SSK dan almanız gereken doğum parasını aldığınıza işyerinize ödeyebilirsiniz. Öyle ki birçok işyeri çalışanının SSK dan aldığı bu ücreti de hediye olarak kendisine bırakabiliyor, tabi bu tarz durumlar zorunluluk değil tamamen işverenin inisiyatifine bağlı durumlardır.

Doğum izin parası ne kadardır?
Kadın işçinin kendisi için doğumdan önceki bir yıl içerisinde en az 90 gün analık sigortası primi ödenmiş bulunan sigortalı kadının analığı halinde, doğumdan önceki ve sonraki sekizer haftalık sürede, çoğul gebelikte ise doğumdan önceki sekiz haftaya 2 hafta ilave edilerek çalışmadığı her gün için analık geçici iş göremezlik ödeneği verilir. Söz konusu bu geçici iş göremezlik ödeneği günlük kazancın 2/3 (üçte ikisi) olarak ödenir. Kadın sigortalının isteği ve doktorun onayı ile doğuma üç hafta kalıncaya kadar çalışılması halinde, çalışan süreler kadın sigortalının doğum sonrası sürelerine eklenir.
Çalışan kadının günlük kazancının 3 te 2 si kadına analık parası olarak verilmektedir. Mesela Günlük 45 TL’ye çalışan bir kadına 45 TL’nin 3/2 si SSK tarafından verilmektedir. Bu paranın 3/1′i 30 TL etmektedir.

Hamileler işten çıkarılabilir mi?
Normal şartlarda istirahat ve sağlık izni sürelerinde işçi işten çıkarılamaz ama istirahat süresi kendisine verilmesi gereken ihbar öneli süresini 6 hafta aşmışsa işverenin çıkarma hakkı vardır.
 “Süt İzni” Nedir Ve İş Kanununa Göre Uygulaması Nasıl Olmaktadır?
Kadın işçilere bir yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için günde toplam bir buçuk saat süt izni verilir. Bu sürenin hangi saatler arasında ve kaça bölünerek kullanılacağını işçi kendisi belirler.
Bu süre günlük çalışma süresinden sayılır. Süt izni çocuğun sağlığı düşünülerek verilmiş bir izindir. Süt izni ile ilgili düzenleme  4857 sayılı İş Kanunu’nun, 74. maddesinde belirtilmiştir.
Süt izninin günlük olarak kullanılması şarttır. Ancak uygulama da görüleceği üzere süt izinleri amacına uygun olarak kullanılmamakta ve/veya kullandırılmamaktadır. Genelde kadın işçiler bu izinleri haftalık veya aylık olarak kullanmaktadır.
Özellikle şehir yaşamında kadın işçinin çocuğunu emzirmek için 1,5 saatliğine işyerinden ayrılıp-dönmesi  zordur. Kadın işçilerin bu izinlerini kanaatimce işe bir buçuk saat geç gelerek ve/veya işten bir buçuk saat erken ayrılarak kullanması yerinde olacaktır.
Süt izninin haftalık ve/veya aylık olarak kullandırılması yasa hükmüne aykırılık teşkil eder. 4857 sayılı İş Kanunu süt izninin kanuna uygun olarak kullandırılmaması halinde cezai yaptırım öngörmemiştir. O zaman kadın işçiye süt izni kullandırılmaz ve/veya yasal düzenleme içinde kadın işçinin istediği şekilde kullandırılmaz ise ne olacaktır? Bu durumda kadın işçi 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24. maddesine göre iş sözleşmesini tek taraflı fesih edebilecektir. Haklı fesih nedeni ile işvereninden kıdem tazminatı dahil olmak üzere ücret ve benzeri haklarını talep edebilecektir.
Kadın işçinin "Süt İzni " nasıl kullanacağını işverenliğe dilekçe ile bildirmesi, işverenliğinde kadın işçiye "iznin uygun" görüldüğüne dair bir yazı vermesi gerekir. Verilen dilekçe ve yazı iznin yasaya uygun olarak kullandırıldığının ispatını sağlayacaktır.Kadın işçi süt iznini çocuğu 1 yaşına gelinceye kadar kullanacaktır.
Yasal düzenleme  "…bir yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için günde toplam bir buçuk saat süt izni verilir…" hükmünü getirerek, süt izninin çocuk 1 yaşına kadar gelene kadar kullandırılabileceğini belirtmiştir.4857 sayılı İş Kanunu süt izninin kanuna uygun olarak kullandırılmaması halinde cezai yaptırım öngörmemiştir. İşveren tarafından süt izni verilmez ve/veya istediği şekilde kullandırılmaz ise kadın işçi 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24. maddesine göre iş sözleşmesini tek taraflı fesih edebilecektir. Haklı fesih nedeni ile işvereninden kıdem tazminatı dahil olmak üzere ücret ve benzeri haklarını talep edebilecektir.
Süt izni toplu olarak kullanılabiliyor mu? Nasıl kullanılıyor?
4857 gereğince, kadın işçilere bir yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için günde toplam bir buçuk saat süt izni verilir. Bu sürenin hangi saatler arasında ve kaça bölünerek kullanılacağını işçi kendisi belirler. Bu süre günlük çalışma süresinden sayılır ama işçi ve işveren karşılıkla anlaşırsa toplu yani birleştirerek kullanabilir. Günde 1,5 saat hesabıyla mesela 26 günde (26 X 1,5=39 saat) 36 saat günlük çalışma 7,5 saat hesabıyla da 5 gün eder yani bir ay devamlı gelirse 5 gün işe gelmeyebilir.

Emzirme (süt) parası nedir?
Emzirme parası mevzuatı şu şekildedir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 16 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında, “Analık sigortasından sigortalı kadına veya sigortalı olmayan karısının doğum yapması nedeniyle sigortalı erkeğe, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılardan; kendi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık alan kadına ya da gelir veya aylık alan erkeğin sigortalı olmayan eşine, her çocuk için yaşaması şartıyla doğum tarihinde geçerli olan ve Kurum Yönetim Kurulunca belirlenip Bakan tarafından onaylanan tarife üzerinden emzirme ödeneği verilir.” Hükmü yer almaktadır.