Bu
Tebliğin kapsamına giren işlemler nedeniyle iadesi talep edilebilecek tutar,
3065 sayılı Kanunun (11/1-b), (11/1-c), 32, geçici 26, geçici 29 ve geçici 30
uncu maddeleri ile 6111 sayılı Kanunun geçici 16 ncı maddesi ve 213 sayılı
Kanunun 120 nci maddesi hükümleri uyarınca, her bir istisna türüne ilişkin
düzenlemeler veya öngörülen/belirlenen esaslar çerçevesinde, aşağıdaki şekilde
hesaplanır.
İadesi
gereken KDV’nin hesabında, esas itibariyle, fiilen iade hakkı doğuran
işlemlerin bünyesine giren ve indirilemeyen KDV tutarları dikkate alınır.
İşlemin
bünyesine giren KDV’nin iadesinin öngörüldüğü (yüklenilen vergi farkının iadesi
durumu dışında ihraç kayıtlı teslimlerde ve istisna uygulaması olarak verginin
önce ödenip sonra iadesinin öngörüldüğü uygulamalar hariç) istisna
uygulamalarından kaynaklanan iade taleplerinde, aşağıda belirtilen hususlar
çerçevesinde yüklenilen KDV hesabı yapılır.
İşlemin
bünyesine giren KDV (yüklenilen KDV); kısmi istisna uygulamasında indirim
hesaplarından çıkarılacak KDV tutarını, tam istisna uygulamasında ise iade
talep tutarını belirlemek bakımından önem taşır.
İşlemin
bünyesine giren KDV; teslim işlemlerinde malın üretimi, iktisabı, muhafazası ve
teslimi, hizmet işlemlerinde ise ifa edilen hizmetin meydana getirilmesi ile
doğrudan veya dolaylı olarak ilgisi bulunan harcamalar nedeniyle yüklenilen
KDV’den oluşur.
Bu
vergilerin, iade hakkı doğuran işlemlerin gerçekleştiği dönemde ortaya çıkmış
olması şart değildir. İade hakkı doğuran işlemin gerçekleştiği dönemden önce
yukarıda belirtilen alımlar-giderler nedeniyle ödenen/borçlanılan vergiler de
bu tutara dahildir.
KDV
iadesi uygulamasında temel prensip, bir dönemde gerçekleştirilen iade hakkı
doğuran işlemlerin bünyesine giren vergilerden indirimle giderilemeyen kısmın
iadesi olup, Kanun hükümlerine göre vergiye tabi işlemlerle iade hakkı doğuran
işlemlerin bünyesine giren KDV, gerçek miktarları itibariyle ayrı ayrı
hesaplanır. Yüklenilen bu vergilerden indirim konusu yapılamayan KDV, iade
hakkı doğuran işlemin bünyesine giren miktarla sınırlı olmak üzere iade konusu
edilebilir, kalan kısım ise sonraki dönemlere devredilir. Böyle bir hesaplama
veya ayrım yapılmadan, iade hakkı doğuran işlemin bedeli ile genel vergi
oranının çarpımı suretiyle bulunacak KDV tutarının iadesi mümkün değildir.
İade
hakkı doğuran işlemler için yüklenilen vergiler, öncelikle indirim konusu yapılacaktır.
İndirimle giderilemeyen bir miktarın kalması halinde ise, kalan tutar iade
hakkı doğuran işlemin gerçekleştiği dönemde iade edilecek vergi olarak dikkate
alınabilir.
Ancak,
bir vergilendirme döneminde iade konusu yapılabilecek vergi (azami iade
edilebilir vergi) Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından kabul edilebilecek
durumlar haricinde, o dönemdeki iade hakkı doğuran işlemlere ait bedelin %18'i
(genel KDV oranı) olarak hesaplanan miktardan fazla olamaz.
Yüklenilen
KDV, iade hakkı doğuran işlemle ilgilendirilebilen alış ve giderler, genel imal
ve genel idare giderleri ile ATİK için yapılan harcamalara ilişkin KDV’den
oluşur. İade hakkı doğuran işlemle ilişkilendirilebilen normal alış ve giderler
ile genel imal ve genel idare giderlerinden bu dönemde gerçekleştirilen işleme
isabet eden pay, aşağıda yer alan açıklamalar dikkate alınarak
hesaplanır.
Buna
göre, işlemin bünyesine giren KDV tutarı;(1) iade hakkı doğuran işlemlerin doğrudan girdisini oluşturan mal ve hizmetler,
(2) iade hakkı doğuran işlemin gerçekleştiği döneme ilişkin kira, telefon, kırtasiye, posta, ulaşım, konaklama, akaryakıt, elektrik, su, büro malzemeleri, muhasebe, reklâm, temizlik malzemeleri, kira vb. genel imal ve genel idare giderlerinden iade hakkı doğuran işleme isabet eden kısım,
(3) ATİK’in alımı
nedeniyle yüklenilen KDV’den oluşur.
İade tutarının hesaplanmasında, önce işlemin bünyesine doğrudan giren harcamalar nedeniyle yüklenilen KDV dikkate alınır, daha sonra ilgili dönem genel yönetim giderleri için yüklenilen KDV’den pay verilir. Bu şekilde hesaplanan tutarın, azami iade edilebilir vergi tutarının altında kalması halinde, en fazla aradaki farka isabet eden tutar kadar ATİK’ler dolayısıyla yüklenilen KDV’den iade hesabına pay verilebilir. İade hakkı doğuran işlemle ilgisi bulunmayan giderler dolayısıyla yüklenilen KDV, iade hesabına dâhil edilmez.
Mükellefler, iade hakkı doğuran işlemlerle ilgili olarak yüklendikleri KDV’yi doğru olarak hesaplamak zorundadırlar. 213 sayılı Kanunun 275 inci maddesine göre kayıtlarını maliyet muhasebesi esasına göre tutan mükellefler, yüklendikleri KDV’yi aynı ilkeler ışığında hesaplamalıdır. Bu çerçevede, genel imal ve genel idare giderlerinden mamule verilen payın hesabında hangi usul kullanılıyor ise bu giderler dolayısıyla yüklenilen KDV’nin hesabında da aynı usul kullanılır.
ATİK’i kısmen veya tamamen iade hakkı doğuran işlemlerde kullanan ve iade talebinde bulunan mükellefler, iade hakkı doğuran işlem için yüklendikleri KDV içindeki ATİK’lere ilişkin iade edilecek kısmı, Tebliğin (III/A/1.3.) bölümüne göre hesaplayarak iade hesabına dahil edebilir.
"Yüklenilen KDV" bulunurken, mükellefin yüklenilen toplam vergileri içinde, o dönemde gerçekleştirilen iade hakkı doğuran işlemlere isabet eden kısım hesaplanır. Bu hesaplama sonucu bulunacak vergi, beyannamenin ilgili satırlarında beyan edilir.
Tarh zamanaşımı öncesi dönemlere ilişkin alım ve giderler nedeniyle yüklenilen KDV, iade konusu yapılacak tutarın hesabında dikkate alınmaz.
Ayrıca,
indirim konusu yapılan dönem ve sonraki dönemlerde ödenmesi gereken KDV beyan
edilmiş olması ya da devreden KDV olmaması hallerinde, ödenmesi gereken KDV
beyan edilen ya da devreden KDV olmayan dönem ve öncesinde, iade hakkı doğuran
işlem dolayısıyla yüklenilen KDV tutarları indirim yoluyla telafi edildiğinden
iade hesabına dahil edilmez. Ara dönemlerde yüklenilen KDV, devreden KDV
karşılaştırması yapılarak, devreden KDV beyanı bulunmakla birlikte, söz konusu
dönemlerde yüklenilen KDV tutarından düşük olması halinde küçük olan tutar iade
hesabına dahil edilebilir.
İmalatçıların
KDV iade hesaplamalarında, kapasite raporlarındaki üretim kapasiteleri ve
hammadde girdileri esas alınır. İmalat kapasitesinin teyit ve tespiti, vergi
dairesi müdür yardımcısı refakatinde mükellefin kayıtlı olduğu meslek odası
aracılığıyla (oda tarafından yetkilendirilen teknik personel aracılığıyla)
yerine getirilir.
Faaliyetleri
kısmen veya tamamen "iade hakkı doğuran işlemlerden oluşan mükelleflerin
ATİK için ödedikleri vergilerin iadesi mümkün bulunmaktadır. Kanunun 32 nci
maddesi kapsamındaki işlemler dolayısıyla yüklenilen vergiler, indirimin mümkün
olmaması halinde mükellefe iade edilebilir.
ATİK
nedeniyle yüklenilen vergilerden, söz konusu iktisadi kıymetlerin iade hakkı
doğuran işlemlerde kullanılması kaydıyla, iade hesabına pay verilebilir. Söz
konusu iktisadi kıymetlerin bizzat mükellef tarafından imal ve inşa edilmesi
halinde ise, imal ve inşa sırasında yüklenilen vergilerden, bu kıymetlerin
aktife alındığı ve iade hakkı doğuran işlemlerde fiilen kullanılmaya başlandığı
dönemden itibaren iade hesabına pay verilebilir.
ATİK
dolayısıyla yüklenilen vergilerden iade hesabına pay verildiği durumda, bir
vergilendirme döneminde iade edilecek vergi, o dönemdeki iade hakkı doğuran
işlemlere ait bedelin %18'i olarak hesaplanan miktardan fazla olamaz.
ATİK’lerin
işletme aktifine girdiği dönem ve bu kıymete ait KDV’den iade hesabına pay
verildiği dönem arasındaki, sonraki döneme devreden KDV tutarları iade hesabına
aktarılacak tutarın belirlenmesinde dikkate alınır.
Aradaki
dönemlerden herhangi birinde devreden KDV’nin söz konusu KDV tutarından düşük
olması halinde, devreden KDV tutarı kadarlık kısım iade hesabına dahil
edilebilir.
Aynı
şekilde, iktisadi kıymet nedeniyle yüklenilen KDV’den iade hesabına pay
verilmesinden sonra, bu kıymete ilişkin kalan KDV tutarı ile ilgili olarak da
yukarıda belirtilen hususa göre işlem tesis edilir.
ATİK’lerin
işletme aktifine girdiği dönem ile bu kıymete ait KDV’den iade hesabına pay
verilmek istenen dönem arasındaki herhangi bir dönemde “Ödenmesi Gereken KDV”
beyanının bulunması halinde, iade hesabına pay verilemez.
3065
sayılı Kanunun (11/1-c) ve geçici 17 nci maddeleri kapsamında ihraç kaydıyla
alınan mallar için hesaplanan KDV, ihracatçı tarafından ödenmediğinden,
ihracatçı mükelleflerin bu mallar nedeniyle doğrudan yüklendikleri bir KDV de
bulunmamaktadır. Ancak, söz konusu malların temini dolayısıyla KDV yüklenimi
olmayan ihracatçının, genel giderler ve ATİK’lerden bu işleme düşen payın
iadesini talep etmesi mümkün bulunmaktadır.
İhracatçının
genel giderler ve ATİK nedeniyle yüklendiği KDV için iade talebinde bulunabileceği
KDV tutarı, ihracat bedeline genel vergi oranı uygulanması sonucu hesaplanan
tutar ile ihraç kayıtlı teslim bedeli üzerinden hesaplanan KDV arasındaki farkı
aşamaz.
İhraç
kayıtlı satın alınarak ihracatı gerçekleştirilen mallar nedeniyle yüklenilen
KDV tutarının hesabına ATİK’ler dolayısıyla yüklenilen KDV’nin de dahil edilmek
istendiği hallerde, iade hesabı aşağıdaki şekilde yapılır.
(1)
İhracat bedeline genel vergi oranı uygulanması suretiyle bu ihracat nedeniyle
iade edilebilecek azami vergi miktarı bulunur.(2) Gerçekleştirilen iade hakkı doğuran işleme ilişkin mal ve hizmet alışları nedeniyle yüklenilen KDV tutarı ile diğer genel giderler dolayısıyla yüklenilen KDV tutarı toplanır.
(3) Bu tutara, ihracatçı tarafından ödenmeyen ancak ihraç kayıtlı teslimi yapan mükellef tarafından hesaplanarak faturada gösterilen KDV tutarı eklenir.
(4) Bu şekilde hesaplanan tutar ile ihracat teslimi üzerinden genel vergi oranına göre hesaplanan KDV tutarı kıyaslanır.
(5) İhracat teslimi üzerinden hesaplanan KDV tutarı lehine bir fark olması halinde, ATİK nedeniyle yüklenilen KDV’nin sadece bu farka isabet eden kısmı bu dönemde iade hesabına dahil edilir. Diğer bir ifade ile bulunan tutar, ihracatçı tarafından genel giderler veya ATİK nedeniyle iade konusu yapılabilecek KDV'nin üst sınırını oluşturur.
İhraç kayıtlı teslim bedeli üzerinden hesaplanan KDV’nin iade olarak talep edilemez. Bu tutar sadece, ATİK dolayısıyla iade edilecek KDV’nin hesaplanması için kullanılır.
ATİK’ler nedeniyle yüklenilen KDV tutarlarının iade konusu yapılamayan kısmı, sonraki dönemlerde gerçekleştirilecek iade hakkı doğuran işlemlere ilişkin iade taleplerinde yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda iade hesabına dahil edilebilir.
1.4. YMM KDV İadesi Tasdik Raporu Hazırlanması Hizmetine Ait KDV
YMM
KDV İadesi Tasdik Raporu ücretleri, iade hakkı doğuran işlemle ilgili bir
giderdir. Bu nedenle, KDV iadeleri dolayısıyla düzenlenen Tasdik Raporları
dolayısıyla yüklenilen KDV’nin indirim yoluyla telafi edilememesi halinde,
ilişkin olduğu iade hakkı doğuran işleme ait yüklenilen KDV hesabına dahil
edilmek suretiyle iade konusu yapılabilir.
1.5. İhracat Teslimlerine İlişkin Komisyonlar Dolayısıyla Yüklenilen KDV
Turizm
acente, rehber ve benzerlerince turist kafileleri alışveriş etmeleri için belirli
dükkânlara/mağazalara götürülmekte ve bu hizmet karşılığında söz konusu satıcı
işletmelerden komisyon geliri elde edilmektedir. Satıcı işletmeler, turistlerin
siparişlerini topluca serbest bölgeye veya diğer bir ülkeye ihraç etmekte ve
buralardan yapılan dağıtımla siparişler turistlere ulaştırılmaktadır.
Turizm
acente, rehber ve benzerlerinin turist kafilelerini alışveriş etmeleri için
belirli dükkânlara/mağazalara götürmeleri karşılığında bu işletmelerden
aldıkları komisyonlar, ihracat işlemlerinin bünyesine giren "genel
gider" mahiyetinde bir harcama olduğundan, komisyonlar nedeniyle
yüklenilen KDV tutarları, indirim yoluyla telafi edilememeleri halinde
aşağıdaki açıklamalar çerçevesinde ihracatçılara iade edilebilir.
İhracat
işlemlerinden kaynaklanan iade talep tutarının hesabında, bu tür komisyon
harcamaları nedeniyle hesaba dahil edilecek pay, ihracat bedelinin %25’i
üzerinden hesaplanan KDV tutarından fazla olamaz. Bu hesaplama her takvim
yılının Ocak ayından başlamak üzere yıl sonuna kadar kümülatif olarak yapılır
ve izleyen yılda hesaplamaya yeniden başlanır.
2.1. İade Tutarı
3065
sayılı Kanunun (11/1-c) ve geçici 17 nci maddelerinde düzenlenen tecil-terkin
uygulamasında, malın ihracatçıya teslim bedeli üzerinden hesaplanan verginin
tecil edilemeyen kısmı talep edilmesi halinde, satıcıya iade edilir.
Kanunun
(11/1-c) maddesinin son paragrafında, iade edilecek KDV miktarının mükellefin
ilgili dönem beyannamesinde yer alan bilgilerle mukayese edilmek suretiyle
hesaplanacağı hükme bağlanmıştır.
Ancak
bu husus, ihraç kaydıyla teslim edilen malların indirimli orana tabi olması
halinde farklılık gösterir. Bu uygulama kapsamındaki iadenin, esas itibariyle,
yüklenilen vergi ile ilgisi olmamakla birlikte, teslimleri indirimli KDV
oranına tabi malların ihraç kayıtlı teslimlerinde, bu işlem nedeniyle
yüklenilen KDV’nin hesaplanan KDV’den yüksek olması halinde aradaki farkın
iadesi de mümkündür.
İhraç kaydıyla mal teslim eden mükellefe iade edilecek KDV miktarı, mükellefin ilgili dönem beyannamesine göre ihraç kaydıyla yapılan satışları için tahsil edilmeyen tutardan, ödenmesi gereken KDV düşüldükten sonra kalan müspet fark olacaktır.
Genel vergi oranına tabi malların ihraç kaydıyla teslimlerinde iade edilecek KDV, teslim bedeli ile genel vergi oranının çarpılması sonunda bulunacak tutardan fazla olamaz.
İhraç
kaydıyla teslim bedeli üzerinden hesaplanan ve alıcıdan tahsil edilmediği halde
beyan edilen KDV’nin;
-Tamamı
tecil edilmişse telafi, sadece tecil ve daha sonra da terkin yoluyla sağlanır.
İade yapılmaz.-Bir kısmı tecil edilmişse telafi, tecil edilen kısmın terkini ve tecil edilemeyen kısmın iadesi yoluyla sağlanır. Bu durumda tecil edilemeyen kısım ihracat gerçekleştiğinde iade edilir.
-
Hiç tecil yapılamamışsa telafi, sadece iade yoluyla sağlanır. Bu durumda ihraç
kaydıyla teslim bedeli üzerinden hesaplanan KDV’nin tamamı, ihracatın
gerçekleştiği dönemde iade edilir.
İhracatçılara mal teslim edenlere iade edilmesi gereken KDV, esas itibarıyla, ihraç kaydıyla teslim bedeline göre hesaplanan miktardan fazla olamaz.
Ancak; nakliye, makine-teçhizat, ambalaj, enerji gibi girdilerde genel vergi oranının uygulanması nedeniyle, indirimli orana tabi malların ihraç kaydıyla teslimi dolayısıyla yüklenilen KDV, bazı hallerde teslim bedeli üzerinden hesaplanan KDV’den fazla olabilir.
Bu durumda, indirimli orana tabi malların ihraç kaydıyla teslimlerinde iade edilecek vergi;
-11/1-c maddesine göre teslim bedeli üzerinden hesaplanan KDV tutarı,
-29/2’nci maddesine göre indirimli orana tabi teslim nedeniyle yüklenilen ve indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV tutarı,
Olarak iki ayrı başlıkta ele alınmalıdır.
2.2. İhraç Kayıtlı Teslim Yapan Mükellef Aleyhine Matrahta Meydana Gelen Değişiklik Halinde İade Tutarında Değişiklik
3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesinin 5 inci paragrafında, ihraç kaydıyla teslimlerde iade edilecek KDV’nin, imalatçının satış bedeline göre hesaplanan vergiden, imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ilişkin verginin düşülmesinden sonra kalan tutardan fazla olamayacağı hükme bağlanmıştır.
Bu hükme göre, ihraç kaydıyla teslim bedelinin kısmen ya da tamamen sonradan ödenmesi ve ödeme sırasında döviz kurunda düşme olması halinde, prensip olarak, iade edilecek azami KDV tutarının yeni döviz kuru üzerinden yeniden hesaplanması, fazla alınmış bir iade varsa mükelleften talep edilmesi ancak, bu tutarın indirim konusu yaptırılması gerekir.
Ancak, imalatçıların aleyhlerine ortaya çıkan kur farkları için ihracatçılar tarafından düzenlenecek faturaya istinaden ihracatçıya KDV ödemeleri, bu tutarın ihracatçı tarafından beyan edilmesi, imalatçı tarafından da faturada gösterilen KDV'nin indirim konusu yapılması gerekir. Bu durumda, imalatçının fazladan almış olduğu iade tutarı ihracatçı aracılığıyla Hazineye intikal etmekte ve imalatçı tarafından indirim konusu yapılmış olur. Bu nedenle, kurdaki düşüşten kaynaklanan matrah değişikliğine bağlı olarak imalatçının iade tutarında bir değişiklik yapılmaz.
3. TÜRKİYE'DE İKAMET ETMEYEN YOLCULARA TANINAN İSTİSNADA İADE EDİLECEK KDV
3065 sayılı Kanunun (11/1-b) maddesine göre, Türkiye'de ikamet etmeyen yolculara tanınan istisna uygulaması, malın teslimi sırasında KDV’nin tahsil edilip gerekli şartların yerine getirilmesinden sonra alıcıya geri verilmesi şeklinde yürütülmektedir.
Satıcılar tarafından, bu işlemlerle ilgili olarak tahsil edilen KDV teslimin yapıldığı dönemde beyan edilir, verginin alıcıya intikal ettirildiği dönemde ise daha önce beyan edilen bu tutar, KDV beyannamesinde indirim konusu yapılır.
Bu işlemler nedeniyle iade talep edecek olan mükellefler beyannamenin ilgili bölümünü doldurmalıdır. İade hakkı, KDV’nin satıcı tarafından alıcıya intikal ettirildiği dönemde doğar. Mükelleflerce iade talebi de en erken bu dönemde yapılmalıdır.
Beyannamenin ilgili bölümüne, istisna kapsamına giren işlemler nedeniyle yüklenilen vergiler değil, alıcıya intikal ettirilen (iade edilen) vergi tutarı yazılır. İade edilecek tutar, KDV’nin alıcıya intikal ettirildiği dönemde indirim konusu yapılan tutara göre hesaplanır.
Söz konusu teslimlerde alıcıya geri verilen KDV tutarı, indirim ve iade hesaplarına dahil edilir, bu teslimlerin bünyesine giren KDV ise indirim hesaplarında yer almakla birlikte iade hesabına dahil edilmez.
4. TÜRKİYE'DE İKAMET ETMEYENLERE DÖVİZ KARŞILIĞI (BAVUL TİCARETİ KAPSAMINDA) YAPILAN SATIŞLARDA İADE EDİLECEK KDV
Bu Tebliğin (II/A/1.2) bölümü kapsamında yapılan satışların bünyesine giren vergi iade konusu yapılabilir.
Türkiye'de ikamet etmeyenlere özel fatura düzenlenerek vergi tahsil edilmeden yapılan satışlardan beyanname verme süresi içinde döviz alım belgesi temin edilemeyen ve gümrükte onaylanmış özel faturası intikal etmeyenlerde ise iade konusu yapılacak tutarın hesabı hakkında aşağıdaki şekilde işlem yapılır.
Bu satışlara ait bedeller, satışın yapıldığı dönem beyannamesinde matraha dahil edilmek suretiyle üzerlerinden vergi hesaplanarak beyan edilir. Bu satışlara ait özel faturanın, öngörülen süreler ve esaslar çerçevesinde gümrükte onaylatılıp, satıcıya intikal ettirildiği dönemde, beyan edilen söz konusu KDV tutarının onaylı özel faturalarda gösterilen her mal için ait oldukları oranlara göre hesaplanacak KDV kısmı, KDV beyannamesinin “İndirimler” kulakçığının “İndirimler” tablosunun 105 kod numaralı “İstisna Şartları Bu Dönemde Oluşan Türkiye’de İkamet Etmeyen. Döviz Karşılığı Yapıl. Tes. Bedelleri Üzerin. Hesap. KDV” indirim satırına dahil edilmek suretiyle indirim konusu yapılır.
Söz konusu satışlara ilişkin döviz alım belgesinin de temin edilmesi halinde, bu satışların bünyesine giren KDV, beyannamenin “İstisnalar-Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler” kulakçığının “Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler” tablosunda 403 kod numaralı satır aracılığıyla beyan edilmek suretiyle iade konusu yapılabilir.
Gümrükte onaylanan özel fatura ve/veya döviz alım belgesinin satışın yapıldığı döneme ait beyannamenin verilme süresinden sonra temin edilmesi halinde, satışın yapıldığı dönem ve sonraki dönemler (söz konusu belgelerin temin edildiği döneme kadar) KDV beyannamesindeki “Ödenmesi Gereken KDV” tutarının bu işlemlere ilişkin olarak beyannamenin “Matrah” kulakçığının “Diğer İşlemler” tablosunda 502 kod numaralı “Türkiye’de İkamet Etmeyenlere Döviz Karşılığı Yap. Tes.” satırı aracılığıyla yapılan beyandan kaynaklanan kısmı da işlemin bünyesine giren vergi ile birlikte yukarıda belirtilen 403 kod numaralı satır aracılığıyla beyan edilmek suretiyle iade konusu yapılabilir.
Bu kapsamdaki satışlarda iade hakkı, döviz alım belgesinin önceden temin edilmiş olması halinde, gümrükte onaylanmış özel faturanın satıcıya intikal ettiği dönemde doğmaktadır. Döviz alım belgesinin, onaylı özel faturanın intikalinden sonra temin edilmesi halinde ise iade talep hakkı bu tarihi içine alan dönemde doğar. Bu dönemde beyannamenin ilgili iade satırına bu kapsamdaki satışların toplam bedeli ve bu işleme ilişkin yukarıda belirtilen şekilde hesaplanacak tutar yazılır.
5. İADENİN İŞLEME MUHATAP ALICIYA YAPILDIĞI DURUMLARDA (ÖNCE ÖDE SONRA AL YÖNTEMİ) İADE TUTARI
İstisnanın, verginin önce uygulanıp sonra iade edilmesi şeklinde yürütüldüğü hallerde, istisna kapsamında değerlendirilen mal ve hizmet alımlarında genel hükümler çerçevesinde KDV uygulanır.
Mükellefiyeti bulunanlar tarafından bu şekilde yüklenilen vergiler ilgili dönemde indirim konusu yapılır. Mükellefler, istisna kapsamındaki alışlara ilişkin olarak ödenen/borçlanılan ve indirim konusu yapılan vergilerden indirim yoluyla telafi edilemeyen kısmı, Tebliğin (III/B) bölümünde yapılan düzenlemeler çerçevesinde iade konusu yapabilir.
Bu kapsamda iadesi talep edilecek KDV tutarları, KDV beyannamesinin “İstisnalar-Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler” kulakçığının “Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler” tablosunun “450-Diğerleri” satırında beyan edilir. Tablonun ilgili iade satırına bu kapsamdaki satışların toplam bedeli ve bu işleme ilişkin yukarıda belirtilen şekilde hesaplanacak tutar yazılır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder