Bilindiği üzere, VUK’ nun 215’inci maddesi hükmü
gereği, bu kanuna göre tutulacak defter ve kayıtların Türkçe tutulması
zorunludur. Ancak, Türkçe kayıtlar bulunmak kaydıyla defterlerde başka dilden
kayıt da yapılabilir. Bu kayıtlar vergi matrahını değiştirmeyecek şekilde
tasdik ettirilecek diğer defterlere de yapılabilir.
Kayıt ve belgelerde Türk para birimi kullanılır. Belgeler, Türk
parası karşılığı gösterilmek şartıyla, yabancı para birimine göre de
düzenlenebilir. Şu kadar ki yurt dışındaki müşteriler adına düzenlenen
belgelerde Türk parası karşılığı gösterilme şartı aranmaz.
Anılan kanun hükmüne göre, yerli firmalar mal veya hizmet
satışları nedeniyle ülke içi alıcılara Türk parası karşılığı gösterilmek
şartıyla döviz cinsinden fatura düzenleyebilecek ve yine Türkçe kayıtlar
bulunmak şartıyla başka dilden de kayıt yapabileceklerdir. Eğer dövizli fatura
yurtdışındaki bir alıcıya düzenlenmiş ise faturada Türk parası karşılığı
gösterilme zorunluluğu bulunmamaktadır.
Faturanın döviz cinsinden düzenlenmesi halinde faturadaki döviz
tutarı TCMB döviz alış kurundan Türk Lirasına çevrilerek yurtiçi satıcı ve
yurtiçi alıcı tarafından defterlerine kaydedilecektir.
Yurtiçi satıcılar tarafından yurtiçi alıcılara döviz
cinsinden düzenlenmiş fatura tutarlarının tahsil gününde, ödeme tarihi ile
fatura düzenleme tarihi arasında kur farkının oluşması durumunda, satıcı veya
alıcıdan hangisinin lehine kur farkı oluşmuşsa o mükellefin diğerine bu farktan
kaynaklanan tutarı fatura etmesi gerekmektedir.
Bu konuda 105 no.lu KDV Genel Tebliği’nde aşağıdaki açıklamalar
yapılmıştır:
1. Vade Farkları
KDV Kanunu’nun 24/c
maddesine göre, vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile
servis ve benzer adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerler
KDV matrahına dahildir.
Buna göre, teslim ve
hizmet işlemlerine ait faturada ayrıca gösterilen vade farkları matraha dahil
edilecek ve işlemin tabi olduğu KDV oranı üzerinden vergilendirilecektir.
Öte yandan, vadeli
işlemlerde bedelin zamanında ödenmemesi nedeniyle ortaya çıkan yeni vade
farkları da vadeli satışa konu teslim ve hizmete ilişkin matrahın bir unsuru
olduğundan, bu vade farklarının ayrıca fatura edilmesi ve vadeli satışa konu
teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemlerin tabi olduğu oran üzerinden
KDV hesaplanarak, vade farkı faturasının düzenlendiği döneme ilişkin
beyannamede beyan edilmesi gerekmektedir.
2. Kur Farkları
Bedelin döviz cinsinden
veya dövize endekslenerek ifade edildiği işlemlerde, bedelin kısmen veya
tamamen vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra ödenmesi halinde,
satıcı lehine ortaya çıkan kur farkı esas itibariyle vade farkı mahiyetinde
olduğundan, matrahın bir unsuru olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.
Buna göre, teslim veya
hizmetin yapıldığı tarih ile bedelin tahsil edildiği tarih arasında ortaya
çıkan lehte kur farkı için satıcı tarafından fatura düzenlenmek ve faturada
gösterilen kur farkına, teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için
geçerli olan oran uygulanmak suretiyle KDV hesaplanacaktır.
Bedelin tahsil edildiği
tarihte alıcı lehine kur farkı oluşması halinde, kur farkı tutarı üzerinden
alıcı tarafından satıcıya bir fatura düzenlenerek, teslim ve hizmetin yapıldığı
tarihteki oran üzerinden KDV hesaplanması gerekmektedir.
Aynı konuda İstanbul Defterdarlığı’nın 09.08.2001 tarih ve KDV.
MUK.B.07.4.DEF.0.34.16.812 sayılı özelgesinde, lehine kur farkı oluşan
firmanın karşı tarafa kur farkı üzerinden iç yüzde ile KDV hesaplayarak,
toplamda kur farkı kadar fatura düzenlemesi gerektiği belirtilmiştir.
Yurtiçi veya yurtdışı müşterilerine dövizli fatura
düzenlenmesinden kaynaklanan alacaklar için, geçici vergi dönemlerinde ve hesap
dönemi sonunda kur değerlemesinin yapılması gerekir. Geçici vergi
dönemlerinde ve hesap dönemi sonunda yapılan kur değerlemesi sonucunda ortaya
çıkan kur farkları için fatura düzenlenmesi ve KDV hesaplanması gerekmez. Ancak
ödeme günü itibariyle, mal veya hizmet teslim günü ile ödeme günü arasında
oluşan kur farkı için yurtiçi satıcılar tarafından yurtiçi alıcılara(farkın aleyhte
olması durumunda yurtiçi alıcılar tarafından yurtiçi satıcılara) fatura
düzenlenerek, iç yüzde oranıyla hesaplanacak KDV’nin de gösterilmesi
gerekecektir. Yurtiçi firmaların gerek yurtdışına mal ve hizmet satmaları,
gerekse yurtdışından mal ve hizmet almaları durumunda ödeme aşamasında ortaya
çıkacak kur farkları için fatura düzenlemeleri söz konusu olmayıp, lehe doğacak
kur farkı tutarları gelir, aleyhe doğacak kur farkı tutarları gider
yazılacaktır.
Döviz cinsinden düzenlenmiş olan
faturada Türk Lirası karşılığının gösterilmemiş olması faturanın hiç
düzenlenmediği anlamına gelmediğinden, bu nedenle özel usulsüzlük cezası değil,
birinci derece usulsüzlük cezası kesilmesi gerekmektedir. Zira VUK’ nun 215.
maddesi kayıt nizamına ilişkin hükümler içermekte olup, bu madde hükmüne aykırı
hareket edilmesi 352/1-6 madde uyarınca birinci derece usulsüzlük cezasını
gerektirmektedir. Bu madde hükmü gereği her incelemede, inceleme tarihine kadar
aynı takvim yılı için tespit edilen usulsüzlükler tek fiil sayıldığından, her
bir tespit başına bir defa birinci derece usulsüzlük cezası
kesilecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder